Yeni bir hayata doğru attığı ilk adımdı bu...

A -
A +
İnanılmaz bir huzur içindeydi... Artık ünlü zengin Tunalı ailesinin geliniydi o...
  Saçlarının uçlarını dalgalı bıraktırmış, üst tarafına da hafif kabarttırarak şekil verdirmişti Nazan. Ayağındaki kahverengi, ince topuklu zarif ayakkabılar, elinde taşıdığı şık kahverengi çantasıyla mükemmel görünüyordu. Şoför Cemil bile dudaklarına yayılan hayranlık tebessümüne engel olamadı. Zarif bir hareketle arabanın kapısını açıp gelin hanımın binmesine yardımcı oldu. Kuaförün bütün çalışanları dükkânın dışına kadar çıkarak uğurlamışlardı Nazan’ı. Önder Tunalı’nın karısı olmak kolay taşınabilir bir şey değildi. Bunu hemen anlamıştı Nazan... Konaktan içeri girdiği zaman Neveser Hanım hayranlıkla bağırdı: - Şu güzelliğe bakın hele... Benim gelinimin güzelliğine bakın... Nazan mahcup bir tavırla yürüdü. Salon kalabalıktı. Davetliler teker teker gelmişlerdi. Şirketlerin genel müdürü ve eşi, Tunalı ailesinin emektar avukatı ve eşi, Doktor Süha Bey ve eşi, Neveser Hanım’ın birkaç yakın arkadaşı vardı sadece. Önder müstakbel eşine hayranlıkla baktı ve yanına koşar adımlarla gelip kulağına eğildi: - Çok güzel olmuşsun, gözlerimi kamaştırdın... Nazan hafifçe gülümsedi: - Teşekkür ederim... Biraz sohbet edildikten sonra Ayşen nikâh memurunun geldiğini haber verdi. Uzun boylu iri yarı bir adamdı. Alnında biriken terleri elindeki beyaz mendille silip etrafına göz gezdirdi ve hazırlanmış masayı işaret etti kafasıyla: - Burada olacak herhalde? Önder başını eğdi: - Evet efendim, buyurun... Nikâh için hazırlanan masa dışarıdan getirilmişti. Pahalı bir örtü serilmiş, bir vazonun içinde kırmızı güller yerleştirilmişti. Şahitlerin ve gelin ile damadın sandalyeleri beyaz örtülerle kaplanmış, nikâh memurununki ise orijinal bordo kaplamasıyla bırakılmıştı… On beş dakika sürdü hepsi. Alkışlar içinde evlilik cüzdanını aldı eline Nazan. Hiçbir şey hissetmiyordu. Heyecanı da kaybolmuştu. Yeni bir hayata doğru attığı ilk adımdı bu. Kendisini yokladı. Yüreğinde en ufak bir tedirginlik dahi bulamadı. İnanılmaz bir huzur içindeydi. Bu güzelliği yaşamak adına dudaklarına yerleşen mutluluk tebessümleriyle baktı çevresine. Herkesin gözü üzerindeydi. Artık ünlü zengin Tunalı ailesinin geliniydi...       *** Şerif günün yorgunluğunu çıkartabilmek adına ayaklarını uzatmış, masalardan birisine oturmuş, garson çocuklardan birinin getirdiği demli çayını yudumluyordu. Yorucu bir gün geçirmişlerdi. Üç tane tur arabasını bir anda ağırlamışlardı. Ter içinde kalmıştı koşturmaktan. Garsonların yetişemediği yerde her şeyi bırakıp kendi de devreye girmiş, servise yardım etmişti. Ama günün hâsılatı mükemmeldi. Antalya’daki lokantanın bir ayda kazandığını bir iki günde kaldırıyorlardı. Halil de memnundu bu işten. Çayından bir iki yudum henüz almıştı ki Halil’in arabası restoranın bahçesine yanaştı. Gülümseyerek ayağa kalktı Şerif: - Paranın kokusunu aldın değil mi? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.