"Bundan sonra sırtımız yere gelmez Halil..."

A -
A +
Delikanlı babasını kırmadı. Halil’in yanına gitti. Pansiyonu gezdi. Bahçedeki köpekle oynadı...
 
  O gün bütün gün etrafta dolandı durdu Emre Can. Yardım etmek istese de Şerif izin vermedi. Bir ara uzandı. İki saat kadar uyudu. Kalktığı zaman kendisini daha iyi hissediyordu. Öğleye doğru iki otobüs turist geldi. Restoran bir anda doldu. Herkes inanılmaz bir performansla koşturuyordu. Emre Can servise yardım etmek istedi ama Şerif izin vermedi: - Bugün otur aslanım, bugün dinlen... İçime böyle sinecek... Yarın yardım edersin... Delikanlı babasını kırmadı. Halil’in yanına gitti. Pansiyonu gezdi. Bahçedeki köpekle oynadı. Akşama kadar avare bir gün geçirdi. Akşam olup gece müşterileri de gelince ve hepsinin servisi yapılıp iş düzene girince Halil, Şerif ve Emre Can bir masaya geçtiler. Aşçı, Emre Can’ın şerefine yaptığı özel soslu kebapları getirdi. Salatalarını aldılar. Güzel bir masa donattılar. Halil gülümsedi: - Eh evlat, hoş geldin... - Hoş bulduk Halil Amca... Şerif keyifle araya girdi: - Bundan sonra sırtımız yere gelmez Halil. Emre Can da geldi... Halil boğuk bir kahkaha attı: - Yahu bu adamı anlamıyorum ben, Emre Can seninle ne yapsın, çocuk o kadar okudu. Kendi işini kuracak, kendine hayrı olacak... Genç adam gülümseyerek atıldı: - Yok Halil Amca, bu yaz bir şey yapmak niyetinde değilim. Bu yaz sizin emrinizdeyim. Tabii iş bakacağım ama asıl niyetim kışla birlikte bir düzeni kurmak. Hem dinlenmiş olurum yazın, hem de size faydam olur. Burada çalışacağım yani. Patronlar sizsiniz. Artık bir şeyler düşünürsünüz benim için de... Şerif “gördün mü?” der gibi baktı arkadaşının yüzüne: - Bilip bilmeden konuşuyor işte... Deli ediyor beni. Emre Can bir kahkaha attı: - En çok sizin bu çekişmelerinizi özledim desem yalan olmayacak... Şerif oğluna döndü: - Ye yavrum, bitir tabağındakini, biraz daha yapsın mı aşçı? - Yok baba doydum ben... Yaşlı adam keyifle baktı oğluna: - Kararının bu olduğunu bilmiyordum. Doğru düşünmüşsün, bu yaz dinlenmiş olursun burada hem, hem de bize yardım edersin. Sonbahardan sonra Allah kerim... Emre Can gülümsedi. Şimdi hiçbir şey düşünmek istemiyor, buranın tadını çıkartmaya bakıyordu. Çocukluğunun geçtiği bu yerde mutluydu...             *** Önder Tunalı kravatını bağlarken ipek sabahlığını giymiş Nazan’a aynadan bakarak sordu: - Arabasıyla mı gidecekmiş tatile? Nazan yatak örtüsünü havalandırıp bıraktı: - Evet, tabii ki. Gezecekler çocuklar, arabasız olmaz Önder... Adam biraz düşünceli, kaşlarını çattı: - Doğru mu yaptık izin vermekle? Nazan gülümseyerek yaklaştı kocasına: - Hayatım, neden bu kadar rahatsızsın? Elif çok aklı başında bir kız. Yirmi bir yaşında. Gelecek sene üniversiteyi bitirecek... Ona güvendiğimizi göstermemiz, daha doğrusu güvenmemiz lazım. Merak etme sen. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.