Genç kız, aldığı cevaptan memnun kalmış gibiydi...

A -
A +
 
Hakan’ın oturduğu eve gelmişlerdi. Arabayı park ettiler. Birlikte kapıya doğru ilerlediler. 
 
 
Hakan, hep alttan almaya gayret ediyordu:
- Haklısın canım, çok haklısın. Bundan sonra zamanı daha iyi ayarlayacağım inan bana bir tanem.
Sonra eğilip genç kızın yüzüne baktı:
- Haydi gül bakayım, gül ne olur...
Genç kız hafifçe gülümseyerek geçiştirdi bu ısrarı. Trafik oldukça yoğundu. Dilek becerikli şoförlüğüyle ara sokaklara girdi. On dakika sonra yoğun trafikten kurtulmuşlardı. Hakan arkasına yaslandı:
- Annem ve babam seni çok merak ediyor.
Dilek umursamaz bir tavırla omuz silkti:
- Ne var merak edecek? Onlar mı evlenecek benimle?.. Beğenmezlerse almayacak mısın beni yoksa?
Hakan yutkundu:
- Yok canım, olur mu öyle şey? Benim seninle olmamı kimse engelleyemez... Hem neden beğenmeyeceklermiş ki!
Dudak büktü Dilek:
- Ne bileyim, olur a, beğenmeyebilirler. Çok da önemli değil benim için beğenip beğenmemeleri doğrusu...
Hakan şaşırmıştı. Garip bir tedirginlik duydu. Sanki anne ve babası olumsuz bir tutum içine girerlerse Dilek’i kaybedecekmiş hissine kapıldı. Şiddetle itiraz etti:
- Asla böyle bir şeye izin vermem.
Genç kız duyduğu cevaptan memnun olmuş bir şekilde gülümsedi:
- Beni tercih edersin değil mi?
Hakan atıldı korkuyla:
- Tabii ki... Benim senden başka bir düşüncem yok.
Hakan’ın oturduğu eve gelmişlerdi. Arabayı park ettiler. Birlikte kapıya doğru ilerlediler. Dilek üç katlı beton yapıya baktı küçümser bir ifade ile dudak bükerek:
- Burası mı?
Hakan bir eziklik hissetti içinde yutkundu, başını sallamakla yetindi…
          ***
Kapının çalındığını duyan Esra koşarak odasından çıktı. On dakika olmuştu eve geleli. Hemen elini yüzünü yıkamış, üzerini değiştirmişti. Bütün bu koşuşturma içinde aklının bir köşesi sürekli Tayfun’la meşguldü. Kapıyı gülümseyerek açtı. Hakan ve Dilek ona bakıyorlardı. Elini uzattı genç kıza:
- Merhaba, hoş geldiniz. Ben Esra, Hakan’ın kardeşiyim.
Dilek baştan aşağıya süzdü genç kızı fark ettirmeden. Onun gerçekten çok güzel bir genç kız olması biraz içini burkmuştu. Hemen beyninde bir yere yerleştirdi Esra’yı.
- Merhaba ben de Dilek...
- Sizinle tanışmayı çok arzu ediyorduk, iyi ki geldiniz...
Hakan atıldı hemen. Heyecanlı olduğu her hâlinden belliydi:
- Annemler nerede Esra?
- İçerideler, sanırım duymadılar kapıyı. Babam haberleri izliyor.
Hakan telaşla konuştu:
- Haber ver şunlara, Dilek geldi...
Esra oturma odasının kapısını açıp başını içeri uzattı:
- Misafirimiz geldi, haydi kalkın...
Cahit Bey ve Necile Hanım peş peşe çıktılar odadan. İkisinin de yüzünde temiz, iyi niyetli bir tebessüm vardı. Necile Hanım elini uzattı:
- Hoş geldiniz kızım... Nasılsınız?
Genç kızın elini öpmesini bekliyordu ama Dilek sadece tokalaşmakla yetindi.
- Hoş bulduk. İyiyim, teşekkür ederim. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.