"Seni bekledik oğlum konuşalım istedik..."

A -
A +
Hakan çaresiz bir şekilde koltuklardan birine oturdu. Ukala bir tavırla baktı ailesine!..
 
Esra yüzünü annesine dönmemeye özen gösteriyordu. Sanki göz göze gelseler annesi her şeyi anlayacakmış gibi hissediyordu:
- Kusura bakma anne, bir an önce yatmak istedim. Çok uykum var.
İçkinin etkisi hâlâ devam ediyordu. Başı çatlayacakmış gibi ağrıyor, gözleri zonkluyordu. Necile Hanım üstelemedi. Kapıyı kapattı. Esra dudaklarını ısırdı, kendini yatağa attı. Ağlıyordu...
           ***
Hakan eve geldiği zaman gece yarısını geçmişti. Anne ve babasının hâlâ oturduğunu görünce şaşırmıştı:
- Siz hâlâ yatmadınız mı?
Cahit Bey gülümsedi:
- Seni bekledik oğlum, konuşalım istedik.
Hakan tedirgin olmuştu.
- Ben yorgunum ama, şimdi konuşmasak?.
Necile Hanım atıldı:
- Konuşalım Hakan, bak bu saate kadar baban da ben de bekledik seni. Biraz düşünceli ol oğlum.
Hakan çaresiz bir şekilde koltuklardan birine oturdu. Ukala bir tavırla baktı ailesine:
- Sizi dinliyorum, ama başından söyleyeyim, Dilek hakkında olumsuz bir şey duymak istemiyorum. Onunla evlenecek olan benim, siz değilsiniz. Bu benim seçimim.
Cahit Bey şaşırmıştı. Yine de belli etmedi:
- Kimseyi kötülemek niyetinde değilim ama bir anne ve baba olarak tabii ki gördüğümüz şeyleri sana söylemekle mükellefiz. İster kabul edersin, ister etmezsin. Ama müsaade et ben de babalık görevimi yapayım.
Bu sefer şaşırma sırası Hakan’daydı. Çıkışının anne ve babasını kırdığını babasının bu sözlerinden sonra anlamıştı. Hemen dönüş yaptı:
- Babacığım yanlış anladınız, öyle demek istemedim.
- Neyse oğlum, bunları bir kenara bırakalım. Ne düşünüyorsun?
Hakan yutkundu:
- Dilek de ailesiyle konuştu. Şimdi gidip istemek kalıyor bize. Bir an önce bu işin bitmesini istiyoruz. Kayınpederim çok zengin bir insan. Fazla sorun olacağını sanmıyorum maddi açıdan.
Necile Hanım içini çekti:
- Bu aileyle bir ömür boyu yaşayabilecek misin oğlum? O kadar farklıyız ki...
Hakan sinirlenmişti:
- Anne, rica ederim. Bunlar artık eski düşünceler. Biz birbirimizi sevdikten sonra kimsenin yaşantısı beni ilgilendirmez. Biz evleniyoruz annesi, babası veya siz değil.
Ayağa kalkmıştı. Biraz sert bir sesle devam etti:
- Başka bir şey var mı? Son sözüm bu, ben Dilek’le evleneceğim. İster razı gelin ister gelmeyin.
Cahit Bey acı acı baktı oğluna:
- Peki oğlum, sen bilirsin. Biz üzerimize düşen görev neyse yaparız.
Hakan “iyi geceler” dileyerek çıktı odadan. Cahit Bey karısına baktı:
- Yapacak bir şey yok Necile. Başa gelen çekilecek. Allah mutlu etsin. Bundan sonra bizim üzerimize düşen, onlar için hayır dua etmek…
Necile Hanım ikiye bölünmüş gibiydi. Bir yandan kızının hâlini düşünüyor, onun iyi olmadığına, bir derdi olduğuna inanıyordu. Bir yanda da oğlunun hayatının en büyük hatasını yaptığını düşünüyor, onu yanlış kararlarından çevirebilmek için ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.