"Nedir bu başımıza gelenler Allah’ım.."

A -
A +
Bir emrivakiyle karşılaşmışlar, altından kalkamayacakları işlerin içine girivermişlerdi...
 
 
Cahit Bey şoke olmuştu. Oğluna ve karısına baktı, şaşkın bir ifade ile gülümsedi:
- Teşekkür ederiz, bizi sevindirdiniz...
Kadir Bey mendiliyle yüzünü sildi:
- Uzatmanın bir anlamı yok değil mi efendim. Hemen nişanı düğünü yaparız. Bence bu meseleleri konuşalım. Nasıl olsa olacak bu iş, kızım istiyor.
Necile Hanım Leyla Hanıma döndü:
- Artık işimiz yoğun hanımefendi... Allah ikimize de kolaylık versin.
Leyla Hanım küçümser bir tavırla dudak büktü:
- Aaa, hiç uğraşamam, ne gerekiyorsa parasını basar hallederim. Ben hiç gelemem öyle şeylere...
Kadir Bey atıldı:
- Nişanı burada yaparız... O bizim işimiz. Siz düğünü yaparsınız. Şatafatlı bir düğün isterim. Karım da onu şart koşuyor. Baştan söyleyeyim. Yemekli güzel bir düğün.
Leyla Hanım lafın burasında araya girdi:
- Bizim çevremiz, dostlarımız var... İtibarımız var... Şanımıza layık bir düğün olmalı. Sonra yatak odası, mutfak, mutfağın beyaz eşyaları ve banyo size ait. Siz döşersiniz. Kalanı biz yaparız. Sonra ben kızımın uzakta olmasını istemem, bizim yakınlarımızda bir ev tutulsun. Biraz ileride bir villa var. Daha yeni boşaldı. Gidip bakarsınız.
Cahit Bey dili tutulmuş gibi konuşmuyordu. Necile Hanım ise sapsarı olmuştu. Hakan terliyordu. Dilek genç adama döndü ve biraz da sinirli bir hâlde:
- Bir şey söylesene Hakan!
Hakan yutkundu:
- Nasıl isterseniz efendim, gereken neyse yaparız tabii ki...
Kadir Bey bir kahkaha daha attı:
- Hah, hah, hah... Sevdim seni damat, uyumlu insanları severim doğrusu. Tamamdır bu iş. Biz nişan tarihini bildiririz. Kızımın şanına layık bir tören yaparım.
Kızına döndü:
- Değil mi prensesim... Sana canım feda...
Dilek şımarık bir şekilde gülümsedi:
- Canım babam benim...
Cahit Bey ve Necile Hanım hiçbir şey konuşamıyorlardı. Bir emrivakiyle karşılaşmışlar, altından kalkamayacakları işlerin içine girivermişlerdi. 
İkisinin de kafası allak bullak olmuştu. Hizmetçinin ikram ettiği pasta ve çayın ardından Cahit Bey izin istedi. 
Hep birlikte kalktılar. Kadir Bey müstakbel dünürlerini geçirirken her zamanki lakayt tavırlarıyla kahkaha atıyordu hâlâ:
- Eeee, artık hısım oluyoruz azizim. Allah kolaylık versin. Siz de sosyeteye giriyorsunuz artık.
Cahit Bey gülümsemekle yetindi. Vedalaşıp ayrıldıktan sonra Necile Hanım usulca mırıldandı:
- Nedir bu başımıza gelenler Allah’ım, nasıl kalkacağız bu işin altından? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.