Paramparça

Milli Takımımızın dün İzlanda karşısında sergilediği duruş alınan sonuçtan çok daha üzüntü vericiydi. Sahada 90 dakika boyunca tek bir organize atak geliştiremedik. Rakibin sertliğine cevap veremedik, kaybetmeyi kabullenen ve paramparça olan bir takım izledik. Hatalar zinciri Ukrayna maçında olduğu gibi yine Fatih Terim’in kadro seçimiyle başladı. Sahaya forvetsiz çıkmak büyük bir hataydı. Ukrayna gibi güçlü bir takıma karşı çift forvetle başlayan millilerin İzlanda maçına forvetsiz çıkmasına bütün maç boyunca hiçbir anlam veremedim. 
Ukrayna maçındaki dikine oynama çabamız maalesef İzlanda’da da kendini gösterdi. Dikine oynamamız hata çünkü orta sahamızda bu pasları alıp dönebilecek, iş yapabilecek oyuncu yok. Dikine yaptığımız her pas Ukrayna maçında olduğu gibi rakip savunmadan geri döndü. Yunus Mallı gibi Bundesliga’da bile rakipleri dize getiren bir oyuncunun forma bulması için ne yapması lazım bilmiyorum. Çalhanoğlu elemelerin başından bu yana kötü. Milli Takım gol umutlarını onun kullanacağı duran toplara bağladıysa ve bu yüzden oynuyorsa söyleyecek bir şey yok. Milli formayı giyen futbolculara milli forma için savaşmak öğretilmeli. Milli forma bir his, ambiyans işidir. Önce bizim zamanımızdaki coşkuyu kazanalım, sonra maçlar da kazanılır.
İzlanda Teknik Direktörü Heimir Hallgrimsson’u tebrik etmek lazım çünkü sadece 300 bin nüfuslu bir ülkeden bu denli dirençli ve güçlü bir takım çıkarmak gerçekten takdir edilmesi gereken bir iş. EURO 2016’da İngiltere’yi elemelerinin sürpriz olmadığını her geçen gün yeniden ispatlıyorlar. 

Milli Takım bir his işidir, ambiyans işidir. Öncelikle futbolculara milli forma için savaşmayı öğretmeliyiz…

MAÇIN ADAMI

Hallgrimsson

İzlanda’nın hocası buz ülkesini futbol ülkesine çeviriyor