Kuyruk acısı!..

A -
A +
Marketlerdeki gıda terörünün önüne geçmek için hükûmet eliyle tanzim alanları açılması yeni tartışma konumuz. Bir kesim bu uygulamadan memnun, diğer kesim ise bildiğiniz üzere yine memnun değil. Orada burada yazılan sözde eleştirileri okudum. Tanzim Satış Noktaları önünde biriken kalabalıkların fotoğrafını, “Yıl 2019. Millet domates, patlıcan, biber ve soğan için kuyrukta. İşte yeni Türkiye!” yorumları eşliğinde paylaşıyorlar. Oysa biraz iyi niyetli davranıp bu tanzim noktaları açıldıktan sonra marketlerdeki fiyatların nasıl düştüğüne bir baksalar meseleyi anlayacaklar. Öyle ya… Ne değişti de fiyatlar bir gün içinde aniden yarı yarıya indi? Sel altında kaldığı söylenen seralar iki günde yeni ürün mü verdi? Nakliye ücreti veya iş yeri kiraları mı düştü? Değil… Gıda teröristleri bu iş üzerinden vurgun vuruyordu. Bu konuda pek çok kez uyarıda bulunan devlet netice alamayınca üzerine düşeni yaptı, vatandaşını korumak için fiyat dengeleme operasyonu yaptı. Bu kahır zamanlarını fırsat bilip, “Bakın ülkeyi ne hâle düşürdüler” diyen sefiller için ne yazmak gerek bilemiyorum. Bir anayasa kitabı fırlatıldığında çöken bir devletten, askerî ve ekonomik saldırılara rağmen; Batı ile diplomatik ve askerî mücadeleye rağmen, komşularımızın millî değerlerine çökmek isteyen ve bunun maliyetini bize çıkaran dünyanın barbar ülkelerine rağmen ve içimizde olup hiçbir zaman yanımızda olmayan hainlere rağmen hâlâ ayakta dimdik duran bir Türkiye’ye geldik. Lüksemburg gibi bir ülkecikten 750 bin dolar borç alabilmek için para dilenen devletten, yaşadığı türlü saldırılara, türlü ihanetlere rağmen yollar, tüneller, köprüler, uydular, yerli ve millî silahlar üreten, içindeki sınırındaki teröristleri silip süpüren ve Misak-ı Millî sınırları içindeki 4 milyon Suriyeli kardeşine kucak açmasına rağmen hâlâ bölgenin tek istikrarlı ülkesi pozisyonunu koruyan Türkiye’ye geldik. Bütün bunları yok sayıp ya da unutup, “Ayyy devletin geldiği hâle bak. Ecevit dönemindeki kuyruklara laf edenlerin sayesinde oluşan kuyruklara bak!” diyenlere ne demeli, gerçekten bilemiyorum. Oysa bu kuyruk, o bahsettiği kuyruğa zerre kadar benzemiyor. Bunu kendisi de çok iyi biliyor ama Erdoğan’dan yana kuyruk acısı olduğu için doğruyu söylemek işine gelmiyor. O çok beğendiği Ecevit döneminde millet tüp, yağ, gaz ve gıda bulamadığı için ya da bu ürünler sayı ile verildiği için kuyruğa mahkûmdu. Şimdi ise üreticiden 50 kuruşa aldığını tüketiciye 10 liraya satmaya çalışan fırsatçılara imkân verilmemesi için bir tedbir alınıyor. Bu kuyruk, yokluğun kuyruğu değil. Karneyle günde bir ekmek alınan utanç kuyruklarını, sosyal devlet ilkesi gereği üretilen malın halka uygun fiyattan ulaşması adına oluşturulan ucuzluk kuyruklarıyla nasıl bir tutarsın be nasipsiz! Ucuzluk bu işte, adı üstünde ucuzluk! Devlet sana diyor ki: “Marketler seni kazıklıyor. Ben bunun önüne geçebilmek için onların 10 liraya sattığını iki liraya satıyorum. İstersen gelip benden alabilirsin.” Yok eğer sen böyle bir şey istemiyorsan git o marketten istediğin gibi kazıklan, kime ne? Bir ürünü 10 liraya almak yerine iki liraya alarak kazıklanmaktan kurtulan insanların girdiği kuyruktan sana ne? Sen, “Çılgın Cuma” kampanyalarında kuyruğa girip, bir ürünü yarı fiyatına alabilmek için yanındakilerle âdeta bir meydan muharebesine girdiğinde kimse sana bir şey diyor mu? Sen Elma logolu telefonlardan alabilmek için gecenin köründe kuyruğa girdiğinde kimse sana gıkını çıkarıyor mu? Sen darbe olduğunu haber aldığında marketlerde makarna kuyruğuna, yakıt istasyonlarında benzin kuyruğuna girdiğinde kimse sana laf ediyor mu? Sen Alaçatı’da bir lahmacuna 75 lira verirken sana laf çakan oluyor mu? Sen şu kıtlık ve yokluk döneminde, tamamı Google’den çalınma bilgilerle derlenip piyasaya sürülen bir kitaba 2500 TL para sayarken kimse ağzını açıp tek laf ediyor mu? Sana ne milletin hangi kuyruğa girdiğinden, ne alıp ne verdiğinden?.. Sizden illallah yahu! Marketler fırsatçılık yaptığında, “Devlete bak devlete, gıda terörünün önüne geçemiyor, vatandaşını kazıklatıyor” dersiniz. Devlet harekete geçip bu terörü bitirdiğinde ise, “Ülkenin hâline bak. Ucuzluk kuyruklarına bak” diye bu kez tam tersini söylersiniz. Terörden şikâyet edersiniz. Devlet teröristleri itlaf ettiğinde ise “Devlet katliam yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti katildir” diye anırırsınız! Ülke 10 partiyle seçime gider, “Ülkeyi nasıl da kutuplaştırıp ötekileştirdiler” dersiniz. Devlet başka bir sistem getirip iki ittifakla seçime gittiğinde, “Bakın devleti bu kez de iki ayrı kutba ayırdılar” diye başka bir ağızla konuşursunuz. Hasta mısınız rahatsız mısınız kardeşim ya? Her şeye muhalefet edeceğim derken muhalefet ile ihanet arasındaki çizgiyi geçtiniz. “Erdoğan’ı ve AK Parti’yi eleştireceğim” derken teröristlerden beter terörist hâline geldiniz. Devletin ve milletin aleyhinde olan ne varsa işin içinde siz varsınız. Bir gün Amerikancı, bir gün Almancı, bir gün Fransız oluyorsunuz. Bir gün FETÖ’cü, bir gün PKK’lı, bir gün HDP’li, bir gün DHKP-C’li oluyorsunuz. Bir kez yahu… Sadece bir kez de adam olun! Bir kez de şu devletin şu milletin yanında yer alın. “Eskiden de fırsatçılar karaborsacılar vardı ancak buna tedbir alabilecek bir otorite yoktu. En azından şimdi bu fırsatçıları bypass edebilecek bir hükûmet var” deyin yahu. Ölmezsiniz ya!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.