Aydınspor…

A -
A +
CHP'nin başta Ankara olmak üzere bazı büyükşehirleri almasının yankısı devam ediyor. Dört benzemezin omuz omuza verip kazandığı hepi topu 6 şehir var. Ama öyle bir rüzgâr yapıyorlar ki dersiniz ülke yönetimini toptan ele geçirdiler.  Kusura bakmasınlar ama ben seçimlerde yapılan yarışı, Aydınspor Fenerbahçe müsabakasına benzetiyorum.  Aydınspor, tarihinde yalnızca bir kez Fenerbahçe'yi 6-0 yendi. Şimdi bu galibiyetten yola çıkarak, "Aydınspor, Fenerbahçe'den çok daha büyük bir takımdır" diyebilir miyiz? Hayır! Olsa olsa, Fenerbahçe'nin Aydınspor'u ciddiye almadığı için veya maça çok iyi hazırlanmadığı için ya da stratejik hata yaptığı için mağlup olduğunu söyleyebiliriz.   Ya da Fenerbahçe'nin bu yıl ligde yaşadığı sıkıntılı süreçten yola çıkarak, "Fenerbahçe bitti, bir daha sırtını doğrultamaz" diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Bu sezon bir şekilde atlatılır, önümüzdeki sezon takım yine şampiyonluğun banko adaylarından biri olur... AK Parti açısından baktığımızda, durum bundan ibarettir! AK Parti, geride bıraktığımız 17 yılın en kötü seçim dönemini yaşadı. Kendi hikâyesini yazamadığı gibi, rakibi olan partileri de işin doğrusu çok ciddiye almadı. Yine Fenerbahçe üzerinden örnek verecek olursam... Bir zamanlar Fenerbahçe'de hissedilen, "Alex nasılsa birazdan sahneye çıkar ve maçı kurtarır" hastalığı AK Parti'ye sirayet etti. Türkiye'nin pek çok yerinde, sırtını Erdoğan'a yaslayan isimler, "Nasılsa Reis meydanlara iner ve seçimin seyrini değiştirir" diye düşündü. Allah var, Reis de elinden geleni yaptı ama bu kez olmadı işte! Ancak tüm bu yaşananlar AK Parti'nin bittiği, bir daha eski günlerine dönemeyeceği anlamına gelmiyor. Erdoğan, kendi takımındaki sıkıntılar kadar, karşısına çıkan takımın kurduğu oyunları çok iyi okuması sayesinde bugünlere geldi. Ufak tefek eksikler gözden kaçsa da takımı 17 yıldır açık ara şampiyon oldu. Kurduğu Cumhur İttifakı'nın aldığı yüzde 52 ya da partisinin aldığı yüzde 44'lük oy oranı yine ve yeniden başaracağının en büyük göstergesi... Çünkü bu sonuçların ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Kendisine inanan ve bugüne kadar ölümüne destekleyen seçmenin verdiği, "Sana güvenimiz tam ama bizim istemediğimiz isimleri ön plana çıkarırsan, buna rıza göstermeyiz" mesajını net olarak aldı. İzmir İl Başkanı'nın istifasıyla başlayan süreç yakın zamanda başarısız olan tüm teşkilatlara yayılacak. Milletin adamını değil de kendi adamını anketlerde birinci çıkaran ve bu adaylar nedeniyle seçimin kaybedilmesine neden olan kim varsa, hesap sorulacak. Partinin ikbalini değil de kendi istikbalini önceleyen kim varsa, kesik yiyecek!.. Şöyle geriye dönüp baktığınızda, bugüne kadar ilk etapta şer olarak gördüğümüz her şeyin, bir süre sonra bizim için hayra döndüğünü görecekseniz. Kobani olayları, ülkenin Güneydoğu Bölgesi'ni ele geçirme planları üzerine kuruluydu ama PKK'nın kökünün kazınmasıyla sonuçlandı. 17/25 Aralık, ülkeyi polis ve yargı cuntası eliyle ele geçirme planıydı ama hepsinin inlerine girildi. "Cumhurbaşkanı ülkeden kaçacak" diyenlerin tamamı ülkesiz, vatansız kaldı. 15 Temmuz, kanlı bir darbe planıydı ama vatanını canından aziz bilenler için dirilişin sembolü hâline geldi. 31 Mart seçimlerinde yaşanan kayıplar da aynı neticeyi verecek. Bugün kaybedilen şehirler, bir sonraki seçimde yeni zaferlerin kapısını aralayacak. AK Parti açısından bunu başarmak inanın çok kolay. Bakın size çok basit bir örnek vereyim. Türkiye günlerdir Ağrı seçimlerini kazanan Savcı Sayan'ı konuşuyor. Peki ne yaptı Savcı Sayan? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyaset tarzını örnek aldı. Yöre halkının sorunlarına kulak verdi, onların dertlerini dinledi ve bu sorunları çözeceğine dair sahici açıklamalar yaptı. Büyük projeler değil, yöre halkını mutlu edecek küçük projelerle sahaya çıktı, geceli gündüzlü çalışarak herkesi kendi safına çekti. Sonuç? Ağrı'yı ezici bir çoğunlukla HDP'nin elinden almayı başardı. Halkın istediği adaylarla sahaya çıktığında ve halkın sesine kulak verdiğin noktada kazanmak işte bu kadar kolay. Seçim sonuçlarına baktığımızda, size şunu samimiyetle söyleyebilirim. Millet İttifakı başarılı olduğu için kazanmadı. Cumhur İttifakı'nın yaptığı hatalar, onların kazanmasına neden oldu. Bu hatalar düzeltilirse, onlar kaybetmeye mahkûm olacak!  
            Üzücü haberler

Haber bültenleri ya da gazete sayfaları, CHP'nin kazandığı belediyelerde işten çıkarmaların başladığını haber veriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ekranlarda "Göreve geldiğimiz belediyelerde tek bir kişinin ekmeğiyle oynamayacağız" diyordu ama mazbata töreninden hemen sonra bunun olacağını hepimiz bal gibi biliyorduk. Yakında bu tür haberleri daha sık duyacağız. Beni asıl şaşırtan AK Partili bazı belediyelerde yaşananlar. Görevi, tekrar aday gösterilmeyen AK Partili arkadaşından devralan yeni belediye başkanının yaptıkları, CHP'li belediye başkanlarının yaptıklarını aratmıyor. Eski belediye başkanının ipliğini pazara çıkarmak istercesine belediyenin borçlarını açıklamalar, belediye başkan yardımcılarını onur kırıcı şekilde görevden almalar, eski birim müdürlerini aşağılamak için park ve bahçeler bölümüne göndermeler... Bu belediyeler HDP'den teslim alınmadı beyler, hayırdır? Onuruyla, gururuyla oynadığınız insanlar sizin dava ve yol arkadaşlarınız? 15 Temmuz darbe girişiminde katillere karşı duran insanlara bu haksızlık niye ki? Bu insanlarla çalışmak zorunda değilsiniz elbette ama böyle gaddar davranmak zorunda da değilsiniz. Onları harcayarak, başarı sağlayamazsınız. Olsa olsa, AK Parti içinde yeni bir "küskünler ordusu" oluşturursunuz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.