Binali Yıldırım'ı harcayacak mısın?

A -
A +
2019 yılının ikinci ayının ikisinde bir yazı yazmış ve birkaç örnek vermiştim.
Özetlemek gerekirse...
"Birlik ve beraberliğin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğini görmek ve öğrenmek istiyorsanız dönün, FETÖ'ye bakın... 
Son 5 yılda başlarına gelmeyen felaket kalmadı. Yaptıkları alçaklıktan sonra Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarını yediler. 
Paramparça oldular. 
İçeride olanlar hapishanelerde çürüyor, dışarıda olanlar ise ülke dışında âdeta göçebe hayatı yaşıyor. Yakalanamayanlar başlarını inlerinden çıkaramıyor. Her biri toplum içinde âdeta vebalı muamelesi görüyor. İş verilmiyor, ekmek verilmiyor.
Buna rağmen birinin diğerinden vazgeçtiğine şahit oldunuz mu?  
Kâh, ABD'deki hainin uzaktan fısıldadığı sözlerle, kâh yalandan ibaret uydurma rüyalarla, kâh "Yakında çıkacağız" türünden türlü söylentilerle hepsi bir arada durmayı başarıyor. 
Dünya üzerindeki en hain, en alçak, en aşağılık örgüt olduklarını bilmelerine rağmen, inandıkları ihanet davasından asla vazgeçmiyorlar.
"Kendi ülkenizi bombalayın, kendinizden olan ama size direnen insanları katledin" diye talimat veren aşağılık liderlerinin peşinden bir an olsun ayrılmayı düşünmüyorlar. 
***
Birlik ve beraberliğin nasıl bir şey olduğunu görmek ve öğrenmek istiyorsanız, dönün PKK'ya ve onun azılı sempatizanlarına bakın...
40 yıldır asla gerçekleşmeyecek bir hayalin peşinden koşuyorlar. 
Dağlarda, mağaralarda yılanlar, çıyanlar gibi yaşıyorlar. Yedikleri onca büyük darbelere rağmen, topluca ölmelerine rağmen, bir adım geri çekilmiyorlar. Ölen her bir teröristin yerine 3-5 terörist koyuyor ama mücadeleyi asla bırakmıyorlar. 
Gerektiğinde, kendilerine hizmet edecek bir siyasi yapı kuruyor, Meclis'e terörist sokuyor, onlar üzerinden dünyaya propaganda yapıyorlar.
Lider kadroları kendilerine kadın teröristlerden oluşan haremler kurmasına rağmen, kendileri sefil bir hayat sürmelerine rağmen "Gittiğimiz yol, yol değil" demiyorlar.
***
Birlik ve beraberliğin nasıl bir şey olduğunu görmek ve öğrenmek istiyorsanız dönün CHP'ye bakın...
Dile kolay, tam 70 yıldır iktidar yüzü görmüyorlar. 
Girdikleri her seçimden halkın tokadını yiyerek çıkıyorlar. Dönüp son 16 yıla bakın lütfen. Hezimetten ve hüsrandan başka yaşadıkları hiçbir şey yok. 
İçlerinden her çeşit insan çıkıyor. 
İnançlara küfredeni de domuz eti yiyeni de... PKK cenazelerinde gözyaşı dökeni de, DHKP-C'ye “masum çocuklar” diyeni de...
FETÖ'yü savunanı da, PKK'ya kucak açanı da... 
"Türkiye'ye müdahale edin" diyerek Avrupa'yı işgale çağıranı da "Bir savaş çıkarsa ben İran'ın saflarında yer alırım" diyeni de...
Bütün bunlara rağmen biri, bir diğerini satmıyor, biri diğerini harcamayı aklının ucundan geçirmiyor. Can Dündar, Enis Berberoğlu, Eren Erdem gibiler için hepsi tek yürek olabiliyor." demiştim o yazıda...
Ve yine o yazıda, "Acaba onların başına gelenler senin başına gelseydi ne yapardın?" diye sormuştum.
Yazının üzerinden aylar geçti.
Ve o süre zarfında bahsini ettiğim bu grupların tamamı bir araya geldi, iş birliği yaptı, AK Parti'nin karşısına tek yumruk olarak çıktı.
Öyle bir iş birliği ki...
"Ben ülkücüyüm" diyen Meral Akşener'in İYİ Partisi ile "Ben Millî Görüşçüyüm" diyen Temel Karamollaoğlu'nun Saadet Partisi bile aralarına katıldı. Bir teki bile diğeri hakkında, "Ben bunlarla yol yürümem, bir arada olmam" demedi.
Öyle bir kenetlendiler ki...
"YPG terör örgütü değildir" diyen ama şehit yakınları için, "Onlar teröristtir" yakıştırması yapan Kemal Kılıçdaroğlu'na tek söz söyletmediler.
Terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan 5 yıla yakın ceza alan, Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesinde azmettirici rolü oynayan Selahattin Demirtaş'a ölümüne sahip çıktılar.
FETÖ'ye tek kelime etmedikleri gibi, darbe sırasında FETÖ'yü öven isimleri yanlarına aldılar, reklam kampanyalarını onlara yaptırdılar.
"Devletiniz seri katildir" diyen Canan Kaftancıoğlu'nu, ezana küfreden Serra Kadıgil'i harcamak yerine partinin yöneticisi konumuna getirdiler.
AK Partililer geçmişinde tek bir kara leke bulunmayan Mehmet Özhaseki'yi, "Canım o Ankara'ya olmazdı" diye harcarken onlar, çek senet dolandırıcılığı tescillenen Mansur Yavaş'ı Ankara'nın başına getirdiler.
AK Partililer Menderes Türel'i harcarken onlar, PKK'lı teröristleri CHP kontenjanından belediye meclis üyeliğine getiren Muhittin Böcek'i Antalya'nın başkanı seçtiler.
AK Partililer Efkan Âlâ'yı harcarken onlar, "Devletiniz seri katildir" diyen Canan Kaftancıoğlu'nu İstanbul'un başına getirdiler. 
AK Partililer Melih Gökçek'i harcarken onlar, MİT tırları operasyonunun görüntülerini Can Dündar'a götüren Enis Berberoğlu için Ankara'dan İstanbul'a yürüdüler. Ne yaptılar ne ettiler, adamı hapisten çıkarıp milletvekili koltuğuna oturttular. 
AK Partililer Bekir Bozdağ, Vecdi Gönül, Cemil Çiçek, Burhan Kuzu, Nabi Avcı, Faruk Nafiz Özak, Mehdi Eker, Eşref Fakıbaba, Veysel Eroğlu gibi isimleri harcarken onlar, ezana küfreden Serra Kadıgil'i partinin yönetimine seçtiler. 
Düşünsenize...
Darbe gecesi Erdoğan'la beraber ülkesi için, milleti için ölüme yürüyen ve bugün bile ülkesinin ekonomisini ayakta tutabilmek uğruna mücadele eden Berat Albayrak'ın, "Yarın bir savaş olursa ben İran'ın saflarında yer alırım" diyen Eren Erdem kadar kıymeti olmadı. 
Şimdi İstanbul seçimine gidiyoruz.
Bir yanda yaptığı hizmetlerle Türkiye'nin her bir köşesini ihya eden Binali Yıldırım, diğer yanda görev yaptığı ilçede sözünü verdiği 30 projeden ikisini dahi yapamayan CHP'nin adayı...
Bir yanda, darbenin seyrinin ne olacağını düşünmeden darbecilere meydan okuyan Binali Yıldırım, diğer yanda darbe gecesi, "Sulh içinde evlerinize dönün" diyen CHP adayı...
Bir yanda sözüyle, özüyle, duruşuyla ve kalitesiyle adamlığın resitalini sunan Binali Yıldırım, diğer yanda devletin valisine, polisine küfreden CHP adayı...
Bir yanda dürüstlüğüyle gönüllerde taht kuran Binali Yıldırım, diğer yanda tek ayak üstünde kırk yalan söyleyip önüne gelen herkese iftira atan CHP adayı...
Ben AK Parti'ye küskün ya da kırgın olduğunu söyleyen kardeşlerime tam da bu noktada sormak istiyorum.
28 Şubat'ta, Gezi'de, 17/25 Aralık'ta ve darbede sana yapılanları unutacak ve sana "Göbeğini kaşıyan adam" diyen, "Bidon kafalı" diyen, "Makarnacı, kömürcü" diyen, inancına küfreden, yaşam tarzına hakaret eden zihniyetle saf mı tutacaksın?
Sırf kırgın olduğun için, sırf küskün olduğun için Binali Yıldırım'ı harcayacak mısın? 
PKK kadar, FETÖ kadar ya da her türlü haine, her türlü teröriste kol kanat geren CHP kadar birlik olamayacak mısın?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.