Kadının adı vardı!

A -
A +
  AK Parti Milletvekili Özlem Zengin, Meclis Genel Kurulu'nda enteresan bir laf etti. "Bizden önce kadının adı yoktu" dedi. Günlerdir bu sözün doğruluk derecesini tartışıyoruz.  Bana soracak olursanız Özlem Hanım olayı biraz fazla abarttı. AK Parti'den önce kadının adının olmadığını söylemek, kadına değer verilmediğini söylemek insafsızlık olur! Ben bile binlercesini sayarım... Hatta, villa yolsuzcusu Yılmaz Özdil gibi yapıp, 1920'li-30'lu yıllara gidip, o tarihlerde adını tarihe yazdıran kadınların isimlerini verebilirim. Mesela; Millî Mücadele döneminde, asker eşiyle cepheden cepheye koşan "Kara Fatma" lakaplı Fatma Seher vardı. Mustafa Kemal Atatürk'ün izniyle Kurtuluş Savaşı'nda Batı Cephesi'nde mücadele vererek Anadolu kadınının fedakârlığının, vatan sevgisinin ve cesaretinin timsallerinden oldu. Ama savaş bittikten ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra giydiği "kara çarşaf"tan dolayı "Kara Fatma"nın adını hamam böceklerine koydular! O tarihten bugüne, çarşaf giyen kadınları "Kara Fatma" diyerek aşağılayıp hamam böceği muamelesi yaptılar... Mesela; bir Cemile Keskin vardı. Ama halk onu ismiyle değil, ördüğü şallarla bildiği için adını "Şalcı Bacı" koymuştu. Hayatındaki tek derdi yetim üç çocuğunu büyütebilmekti. Bir gün bir "Şapka Kanunu"nun içinde buluverdi kendini. "Kadın şapka mı giyer" diye muhalefet ettiği için darağacına çekildi!  Mesela Mustafa Kemal Atatürk dünyada kadına seçme ve seçilme hakkı veren bir liderdi. Ama seçme konusunda hak verilen başörtülü kadınlar insan yerine konulmadığı için seçilme hakları yoktu! Mesela; Atatürk’ün yanında poz veren bir Latife Hanım vardı. Kadın çarşaflı olduğu için Atatürk’ten sonra o fotoğrafı alıp kazıdılar. Latife Hanım’ın yerine kuş koydular! Hele bir kadın vardı ki adını tarihe yazdırdı. Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından biriydi ve adı Sabiha Gökçen'di. Dersim'i bombalayarak on binlerce insanı katletti. "Yukarıdan bombaları atarken müthiş bir mutluluk duyuyordum" diyen bu kadını "Millî Kahraman" ilan ettik, adını getirdik Kurtköy Havaalanı'na verdik. E, daha ne!..                *** Vardı yani kardeşim. Kadının adı vardı. İnkâr ederek bu gerçeği silemeyiz! Hele hele yakın tarihlerde kadının adı her alanda vardı. Bu kadınlardan yüz binlercesini sayabilirim.  Mesela; 28 Şubat'ta, başörtüsü taktığı için eğitim hakkı elinden alınan, sokaklarda dayak atılan, yerlerde sürüklenen binlerce kadın vardı.  Mesela; Meclis'e başörtüsü taktığı için "haddi bildirilen", aşağılanan ve Ecevit tarafından Meclis'ten kovulan Merve Kavakçı isimli kadınlar vardı.  Mesela; başörtülü olduğu için, askerî kışlalardan içeri alınmayan, şehit oğlunun şehadet beratını alamayan anneler vardı. Başörtülü olduğu için eşleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen kadınlar vardı. Vebalı muamelesi gördüğü için kamu kurumlarına giremeyen kadınlar vardı. Başörtülü olduğu gerekçesiyle sınavlara giremeyen Başbakan eşleri, Cumhurbaşkanı eşleri kadınlar vardı. GATA'da tedavi edilmeyen siyasetçi eşleri vardı. Bazı gazetecilerin, "Örtülü fahişe" diyerek aşağıladığı kadınlarımız yok muydu? Bazı gazeteciler, başörtülü kadınların başörtüsünün üzerine playboy kulakları çizmiyor muydu? Yani Özlem Hanım'a sormak lazım... Daha yakın dönemimizde başörtülü olduğu gerekçesiyle sokaklarda saldırıya uğrayan kadınlarımız yok muydu? Vardı... Sanatçı Deniz Çakır'ın, "Burası Arabistan değil, siz burada oturamazsınız" diyerek hakaret ettiği kadınlarımız yok muydu? Vardı... Hülya Avşar'ın "öcü"ye benzettiği kadınlarımız yok muydu?  Üç kuruş para için, sanat adı altında soyunanların, Allah'ın emri gereği giyinenlere hakaretler ettiği dönemler var mıydı? Yani tabii o da vardı. Aslında işin doğrusunu söylemek gerekirse... Kadının adı vardı ama insan yerine, kadın yerine, anne yerine konulmayan kadınlarımız vardı. Kadınlar vardı da onlara insan muamelesi yapacak bir tane delikanlı siyasetçi yoktu.  Haklarını yemeyeyim. Menderes gibi, Özal gibi, Erbakan gibi adamlar bu haklara sahip çıkmak isterken çeşitli gerekçelerle ortadan kaldırıldı. Onların dışında bu hakkı, bu hukuku savunacak adam gibi adam yoktu. İşte Recep Tayyip Erdoğan gibi bir adam oğlu adam çıkıp canı pahasına hakkını hukukunu savundu da bütün kadınlarımız eşit haklara sahip oldu. Şu soruyu sorarak yazıyı sonlandırayım. Mesela; Erdoğan'ın çaba ve gayreti olmasaydı, Özlem Zengin başörtülü şekilde Meclis'e girebilir ve bu konuşmayı yapabilir miydi? Efendim? Duyamadım Cehape'li arkadaşlar! Biraz yüksek sesle söyler misiniz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.