Aç köpek!

A -
A +
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eşi Fatmanur Altun Hanımefendi’ye sosyal medya üzerinden hakaret eden kişi çıktığı mahkemede beraatle ödüllendirilmiş! Mahkemenin kararına göre Fatmanur Altun Hanımefendi'nin şahsında aslında bütün dindarlara yönelik sarf edilen "İslamla ilgileri yok bu aç köpeklerin" ifadesi hakaret değilmiş! Çünkü bu ifadelerin 'olgusal bir temeli' varmış. Yani 'deney/gözlemle doğrulanabilecek kadar doğru' bir ifade imiş. "Eee, yani?" dediğinizi duyar gibiyim. Yani bundan böyle önünüze gelen herkese "Aç köpek" derseniz, bu hakaretten sayılmayacak. Şunu çok net söyleyeyim. Mahkeme hâkimi bu kararı ya yanlışlıkla verdi ya da art niyetle! Böyle bir karar yanlışlıkla verilemeyeceğine göre ben bu kararın tamamen militanca bir hisle verildiğini düşünürüm. Aklıma kırk tane şey geliyor. Mesela... CHP'li Dursun Çiçek'e "Siz bu hükûmeti seçimle indirin, sonra bizim bunları nasıl yargılayacağımızı izleyin de görün" diyen militan hâkim ve savcılar geliyor. Mesela... Sahte isimle sosyal medya kullanan ve devlet aleyhine, hükûmet aleyhine mesajlar atan troll savcı geliyor. Kararı veren hâkim de böyle biri olabilir mi? Olabilir çünkü verilen kararın akılla mantıkla bağdaşır tek bir yanı yok. Hâkim olan ama davasına bile hâkim olamayan kişinin anlamadığı durum şudur: Fatmanur Altun Hanımefendi'ye "Aç köpek" diyen kişi bu sözlerle sadece hakaret etmiyor. Aynı zamanda CHP'lilerin ortaya attığı, "Fatmanur Altun 10 ayrı yerden maaş alıyor" iftirasını da devam ettiriyor. Eğer siz mahkeme hâkimi olarak bu iftiraya "Deney ve gözlemle doğrulanabilecek kadar doğru" diyorsanız, o zaman siz de CHP'lilerin ortaya attığı iftiraya bizzat ortak oluyor, destek veriyorsunuz demektir! Kaldı ki bu mahkemelerin adamakıllı bir standardı yok mu kardeşim? Bundan bir süre önce Ordu Valisi'ne "İtlik yapmıştır" diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu manevi tazminat davasına çarptırılmadı mı? Valiye "İt" denilince suç oluyor da Fatmanur Altun'a "Aç köpek" denilince neden suç sayılmıyor, söyler misiniz? Bu söz erkeğe söylenince anormal oluyor da kadına söylenince mi normal oluyor? Yoksa "it" ile "köpek" arasında bizim bilmediğimiz bir ırk, bir cinsiyet veya bir milliyet farkı mı var?  Bir savcının arabasının sileceğinin altına, "Yanlış yere park etmişsiniz" diye not düşen kişiyi evinden yaka paça alan yargı, bir kadına küfredilince, hakaret edilince beraat veriyor ve biz buna adalet diyoruz öyle mi? Kimse size "bu küfürbazı alın hapislerde çürütün" demiyor ki? Ama bu tür hakaretlerin dünyanın bütün mahkemelerinde bir maddi, bir manevi tazminat bedeli var. Siz ettiği hakaret karşılığında bu bedeli ödetmezseniz bunun önünü alamazsınız. O kişi ve onun gibi düşünen kişiler bundan böyle önüne gelen herkese istediği gibi hakaret eder. Hatta sizin verdiğiniz bu kararı sindiremeyenler de dönüp size aynı hakareti eder. Bundan böyle duruşma salonuna giren her tanık veya her sanık size dönüp, "Adaletle ilgileri yok bu aç köpeklerin" derse bunun altından nasıl kalkacaksınız? Kimse kusura bakmasın ama bu ülkede adalet sorunu yok. Kafasına göre veya keyfine göre karar veren hâkim ve savcı sorunu var. Biz olanı biteni çaresizlik içinde izliyoruz, Adalet Bakanı ve HSK da bizim gibi çaresizlik içinde izliyor olanı biteni... Hem de dizi film izler gibi... Bakın size kendimden bir örnek vereyim. Bundan bir süre önce avukatım Taha Çalık, sosyal medyada şahsıma hakaret, küfür ve tehditlerle saldıran 3 bin kişi hakkında suç duyurusunda bulunmak için harekete geçti. Aslında küfür, hakaret ve tehdit edenlerin sayısı 15 bin. Yani 15 bin ayrı suç duyurusunda bulunmak gerekiyor.  Ancak İstanbul Anadolu Adliyesi'ndeki kimi savcılar, "Bize fazla dava dosyası getiriyorsunuz" diyerek suç duyurularının getirilmemesini istiyor. Sonrası daha vahim... Taha Çalık ve ekibi suç duyurularını götürmeye devam edince bu savcılardan bazıları bilerek ve isteyerek hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz kişilerin dosyasını kapatma yoluna gidiyor. Gerekçe kişilerin adresinin tespit edilememesiymiş! İşin tuhaflığı şurada... Hukuk Bürosundaki arkadaşlar hakkında suç duyurusunda bulundukları kişilerin yüzde yüzünün "açık adreslerini" mahallesine, sokağına, kapı numarasına varıncaya kadar tespit etmiş durumda... Ama savcı beyler, buna rağmen "İşimizi yoğunlaştırıyorsunuz" diyerek bu dosyaları kapatmakta ısrar ediyor. Yahu böyle bir şey var mı kardeşim? SGK'da, tapuda, nüfus müdürlüklerinde bir memurun, "Bize dosya getirmeyin, işimizi yoğunlaştırmayın" diyerek bir vatandaşı geri gönderme, işlemlerini yapmama veya dosyasını pasifleştirme hakkı var mı? Onların yoksa savcıların nasıl olabiliyor söyler misiniz? İstanbul Anadolu Adliyesinde hangi savcılar "adresi tespit edilmiş" kaç dosyayı geri çevirmiş. Hepsi bende tek tek kayıtlı... Gerekirse isim isim duyurarak hakkımı aramaya devam edeceğimi buradan ilan ediyorum. Ve Adalet Bakanı ile HSK üyelerine de şunu söylemek istiyorum. Gerek Fatmanur Altun Hanımefendi hakkında, gerekse şahsım hakkında verilen bu karlar kanuni değil.  Bu yapılanlar suçtur! Bu yazıyı ihbar kabul edip gerekeni yapmanızı hassaten rica ederiz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.