'Hemen... Şimdi... Bugün...'

A -
A +

Takımın en önemli Şampiyonlar Ligi startı verdiği maçın 48 saat öncesinde koridorlardan Terim resimlerini kaldırtmak tarihi nasıl değiştirmeye çalışmaksa, çantada keklik sanılan bir deplasman öncesi camiayı kaosa boğmak o denli bir aymazlıktır...

Galatasaray markasının vitrin ürünü olan 'futbol takımı' geçen cumartesi mevta oldu...    Yeni bir kongre durumu ise 'nasıl bilirdiniz' sorusuyla başlayıp, omuzlarda taşınacağı bir durumun habercisidir...
Yeni bir yönetim kurulu; ama insani değerlere, geçmişine, özellikle yakın geçmişine saygılı ve tabii ki 'futboldan; herhangi bir işyerinin yönetiminden daha fazla anlayan' Galatasaraylıların çoğunlukta olacağı bir şekilde kurulmaz ise, mevta el birliğiyle yerine yerleştirilecektir...
Kavgayı adabına uygun yapamayan, hak aramayı slogan söylemlerden ibaret sayan, futbol takımını hangi futbol felsefesine emanet ettiğinin farkında olmayan, insana dayalı bütçe olgusundan nasibini almamış bu yönetimin Sayın Aysal'ın yanından bir an önce uzaklaştırılması, başkanın da inadı bırakıp; ya gitmesi ya da yeni ve cevval ve de bilgili bir yönetim oluşturup bunu sunması zamanı çoktan geldi...
Geç bile kalındı...
Takım sifonu çekti
Çünkü ihracatı hemen arttırabilirsiniz bir holdingde veya acil bir müdahaleyle anında yükseliş elde edebilirsiniz...
CEO değiştirebilirsiniz...
Şirkete yeni elemanlar alabilirsiniz...
Ama orasının rakamlardan ibaret bir bilanço harikası olduğunu, bir futbol takımının ise çeşitli yaş guruplarında ve apayrı kültürlerden gelen insanları aylarca doğru bir biçimde ve ortak bir hedefe yönlendirecek biçimde 'sevk ve idare etmek' olduğunun bilinmesi gerekir...
Ancak malzemesi insan olan bir topluluğun onarılması öyle anında mümkün olabilecek bir kavram asla değildir...
Biraz daha geç kalınırsa, 'ölümden sonrası' kurcalanmaya başlanacaktır ki; bu da hiç hayırlı sonuçlar doğurmayacaktır bu camia için...
Ne yapılacaksa yapılmalı...
Şimdi...
Hemen...
Bugün...


POST-İT:
Bir maça yanlış başlanmış olabilir. Kadro seçimi doğru olmayabilir...
Ama 'maç stratejisi' diye bir şey var...
Son iki maçta küçük bir müdahaleyle ve kenardan gelecek oyuncu ya da bir tavır sayesinde kazanılabilirdi...
Ama her şey düzelmiş olabilir miydi?..
İşte ondan emin değilim...

Hayri Kozak...
Galatasaray Divan Kurulu'nun ruh sesi, camianın dip sesi olan bu ağabeye kulak verilmesi gerekir...
O çok sevimsiz bir iş yapıyor...
Ne zaman kötü günler başlasa, ne zaman yanlışlar üst üste konup çoğaltılsa, ne zaman bir felaketin eşiğine gelinse Hayri Kozak çıkar ve konuşur...
Hep sevimsizdir ve öyle de kalacaktır...
Çünkü onun seslendirdiği çığlık, gerçek Galatasaraylının düşüncesidir ve iyi zamanlarda susup oturması ise büyük  bir erdemdir...
Kulak verin lütfen...

S-ÖZ:
'Hayvan açken, insan tokken kudurur...'

Maçı anlatan Melih Şendil kardeş durum 0-1 olunca bize nedense 'Drogba olsaydı' masalını anlattı. Acaba bir Fenerbahçe maçı 0-0 giderken yüreği yeter mi 'Alex olsaydı' demeye...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.