Madem böyle oynayabiliyordunuz

A -
A +
Milli Takım'ın 'milli' duygularla bezenip birdenbire ortaya çıkan sinerjisi tamamen Fatih Terim'in bir pedagog gibi duruma el koymasındandır. Ortaya konan oyun ve talihsiz sonuç bazı şeyleri 'hemen' değiştirebilme yeteneğini gözümüzden kaçırmamalıdır...

O zaman gurubun başında neredeydiniz?.. Kul sıkışmış... Takım darmadağın olmuş... Ülke futbolunun sevimsiz ve sevgisiz ortamında boğulmak üzereyken ayaklarının üstüne kalkabilmiş, 2006 Dünya Kupası üçüncüsünün üzerine yürümüş, doğru ve iyi oynamış, galibiyeti hak etmiş ve kısmetine mahkûm olarak 3 puanı kaçırmış...
İzlanda'ya üçlü defansla oynamak, Çeklere karşı oyuncu seçimi hatası yapmak sonrasında, birdenbire doğrular yan yana getirilmiş ve tüm ülkenin sevgisizlikten boğulduğu bir sırada, birbirine düşman camiaların oyuncuları birbirinin canı ciğeri haline getirilmiş...
Hatalardan ders alınmış..
Yeni hata da yapılmış ama kazanmak uğruna yapılmış; örneğin, Kazım hamlesi yanlış bulunabilir. Onun dışında doğru isimler doğru yerlerde dizilmiş ve birinin hatası hepsinin hatası olmuş...
Hakemle boğuşmadan, taktik disiplin içinde ve sahanın içindeki her durumu paylaşarak oynanabiliyormuşu gösterdiler bana...
Terim yine bir pedagog ve bir motivasyon ustası olduğu günlere dönüş yapmış ve bize beğenebileceğimiz, bizim takımımız diyebileceğimiz, hepimizin takımı haline dönüşmüş bir takım çıkarmış ortaya...
Cumartesi gecesi mutsuz değildim...
Umutlanıverdim aniden...
Bu turnuva için değil ama bir sonraki için hayal kurmaya bile başladım...

M.S.Ö.
Mehmet Seyit Özkan'dan söz ediyorum...
İzmir'i ve İzmir'in köhneleşmiş futbolunu ayağa kaldırmayı deneyen, futbolcudan öteye 'adam yetiştirmeyi' seçmiş bir idealist futbol adamından söz ediyorum...
12 yaş grubunda dünyanın bir çok 'majör' takımının alt yapılarını bir araya getirdi...
Majör İstanbul takımlarının bile yapamadığı bir zevatı topladı İzmir'e...
Ege'de efsaneleşmiş futbol adamlarının isimlerini verdiği gurupları Selçuk'taki tesislerinde FIFA ve UEFA'nın en çok önem verdiği bir turnuvaya başlatıyor...
Haftaya Selçuk'ta olacağım...
Niyetim bugünden umudunu yitiren bir spor yazarı olarak gelecek hakkındaki umutlarımı beslemek ve yeşertmek...
İyi ki varsın Mehmet Seyit Özkan...

POST İT
Anadolu Efes-Banvit maçı için yapılan kampanya beni çok etkiledi...
Bu karşılaşma için bilet satışı yapılmadı.
Sadece Anadolu Vakfı'nın desteği ile yurdun dört bir yanında ihtiyacı olan ilköğretim öğrencilerine kitap temin etmek amacı ile Kütüphaneler Haftası'nda bir organizasyon düzenlendi ve yeni veya yıpranmamış kitaplarını getirenler maçı izledi...
Bilet yok...
Getir kitabını maçı seyret...
Helal olsun...

SÖZ: 
'Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir.'
(Oscar Wilde)
Nedendir bilmiyorum ama spor basını bir süredir Fenerbahçe ve Beşiktaş'a hoca bakıyor. Lucescu-Koeman son gözdeler... Görücü usulü teknik adam aranıyor bu aralar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.