Her şey var gol yok

Golsüzlüğe rağmen; seyrederken gözünüzü kırpsanız mutlaka bir şeyler kaçırılması mukadder bir oyun oynandı

Galatasaray için ilk maçın skor avantajı mı desem, Rizespor için kaybedeceği hiçbir şey yok mu desem; bilemiyorum ama maç çok açık, hızlı ve ilk yarının ortalarında bir çeyrek saat İngiltere Premier Ligi'ni andıran pozisyon zenginliğinde geçti..
Golsüzlüğe rağmen; seyrederken gözünüzü kırpsanız mutlaka bir şeyler kaçırılması mukadder bir oyun oynandı..
İki kale de bolca ziyaret edildi, goller kaçırıldı, her an birinin golü bulabilme ihtimali hep sıcak kaldı..
Ahmet İlhan daha iyi final pasları alsa, Yasin bölgeye değil de adama top atabilse, Selçuk azıcık hızlansa ve Emre’nin oyununa ayak uydursa, Sylvestre biraz daha öne oynasa üç beş gol bir 45 dakikaya sığabilirdi..
İkinci yarının oyun anlayışında hiçbir fark yoktu..
Pozisyon çok ama gol yok..
Alan markajını ilk kez bu kadar iyi uygulayan Galatasaray, ilk maçın verdiği skor avantajıyla oyunu kendi alanına çekti ve ani çıkışlarda bolca pozisyon buldu..
Bu genlerinde olmayan bir özellikti ama bu da iki ayaklı bir maçın 3-1’lik avantajının korunması gereken bir maçtı..
Gol kısırlığının bir nedeni de kalecilerdi diyebilirim örneğin..

MAÇIN ADAMI

Orkestranın şefi olan Emre Çolak

KIRILMA ANI

Bu maç daha Rize’de kırılmıştı