Zaruretin mazereti...

A -
A +

F.Bahçe puan cetvelinin verdiği önde olma avantajını kullanarak sadece savundu, bir gol buldu ve maçı kaptı… 

İki tarafın da ‘zaruri ihtiyaç’ haline dönüşen üç puan iştahı ve Fenerbahçe’nin elinde bir ‘kupa ihtimali’ ile salınması karşısında elinde bu maçtan başka hiçbir şeyi kalmamış olan Galatasaray’ın kafa kafaya gelişi…
Maçın hikâyesi buydu ve ne planlarsanız planlayın; 3-5 dakika içinde her şeyin unutulup, tamamen içgüdülerle oynanacak bir maçtı karşımdaki...
Yine de taktik varyasyonlarla dolu bir ilk yarı izledim. Van Persie’nin Tosic’e yaptığı aksiyonları ilk 10 dakikada önleyen hakem Fırat Aydınus; ‘önleyici hakemlik’ konusunda tecrübesini konuşturdu…
Biri savundu, diğeri hücum etti ama top oynandı bir yarım saat...
İkinci yarıda Galatasaray top kaybı ve hatalı pas yüzdesini artırarak oynadı ama bunda da kaleci Volkan’a bütün ‘ihtiyaç fazlasını’ yağdıran kale arkasını seyirci grubunun bozduğu konsantrasyon önemli rolü vardı...
Bu arada sürekli ‘mini konferanslar’ tertipleyen Fırat Aydınus’un da maçın temposunu ve akışını olumsuz etkilediğinin altını çizmeliyim...
Volkan Şen ve Garry Rodrigues gibi ‘iki uçurtmadan’ istediği verimi alamayan iki tarihi rakibin maçı kilitlendi ve tamamlandı...
Özetle...
Fenerbahçe puan cetvelinin verdiği ‘önde olma’ avantajını kullanarak sadece savundu; ama maç biterken ilk ve son etkili atağında da golü buldu diyelim ve ligi hayırlısıyla bitirelim…
Son yıllarda sıkça rastladığımız bir şey oldu. Galatasaray oynadı, Fenerbahçe seyretti ama derbiden zafer çıkarmayı bir şekilde başardı. 
Bunun adı ‘zaruretin mazereti’ olabilir ancak Galatasaray cephesinden…

MAÇIN ADAMI

Volkan Demirel

Harika bir konsantrasyonla oynadı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.