Kayıkçı kavgaları başladı...

A -
A +

Ligi bitirir bitirmez takım elbiseli adamların çekişmesi başladı; eşofmanlı ve kramponlu adamların değil. Rakibinin elde ettiğini küçümsemek üzerine bir ‘dil kullanma tekniği’ uygulanıyor. Bu da en çok kendilerine zarar veriyor…

Tam dedik ki ligimiz bitti ve futbolumuzu temize çekeceğiz, birden bire başladı kayıkçı kavgası…
Uzaktan sallamalar, birbirini küçümsemeler, ‘benim kupam seninkini döver’ muhabbeti…
Çok ihtiyacımız varmış gibi kutlama aforizmaları, tebrik ederken incitmeler ve laf sokmalar, hatta daha ileri giden söylemler ve durup dururken ramazan davulu gibi gerilip gümbür gümbür çalan davullar...
Ayak topuna ara verilince boşluğa düşen sportif medya hem ekranlarda, hem de sayfalarda; doğacak boşluktan kurtulma ihtimali doğduğu için atlayıverdi üstüne...
‘Senin oyuncun bana gelmek istiyor bak bu da belgesi’ şovuna eklenen ‘senin iki şampiyonluğun zaten mahkeme kararı ile alındı, sil bakalım bir yıldızı’ fışkırması…
Diğer taraf zaten boş durmuyor...
‘Benim kupam en kıymetlisi ve senin kupanı döver, hatta seninki hırsızlık malı bir ganimettir’ lafıyla ateşe körükle yaklaşmış…
Düşen ‘düşmemize neden olanı unutmayız’ diyerek yeni bir kıvılcım yakmış ve bir sezon boyunca yaptığı kendi hatalarını görmezden gelmeyi daha maç bitiminde başlatmış...
Son anda ‘yırtan’ ise sanki Dünya Kupası’nı kazanmış ve kaybettiği eşeğini bulunca sanki iki eşeği olmuş gibi sevinen Akşehirli hocamızın durumuna düşmüş...
Maçların hemen ardından, zaten var olan bir Trabzon-Rize çekişmesinin üstüne benzin dökülmüş ve yıllar sürecek bir Beşiktaş-Bursa benzeri unutulmaz bir düşmanlığın temelleri atılmış…
Böylece; içinde futbolu olmayan, sadece hafta sonları top oynanan bir ligin ardından kayığı birbirine uzak koca koca insanların kürekle birbirine vurmaya çalıştığı bir sezonun sonuna gelmişiz…
Artık; ‘önümüzdeki yeni kavgalara’ bakacağız…

Hayal kurmak bedavadır...
Hep birkaç hafta sonrasını bir havuç gibi taraftarının önüne koyan Galatasaray camiası, şimdi yeni sezonu bir havuç gibi sallıyor kitlesinin önünde…
İstiyorlar ki havuca bakıp gerçekleri ıskalasınlar…
Gomis de hayal kırıklığıdır, diğer yaşı geçmiş adaylar da...
Yeni yapılanmayı bir an önce başlatmazlarsa ve işe kendi yönetim yapılarını yenilemekten girişmezlerse bir sezonu daha bu şekilde çöpe atmaya bu camianın tahammülü yoktur…
Hesap sorulur ve bu iş bilmezlik ağır bedellere neden olabilir...
Testi kırılmadan söyleyeyim dedim ama testi çatlamış çoktan...
Bedelsizdir hayal kurmak ama bu gönül verenlerin yeni fos hayallere tahammülü kalmadı artık…

POST-İT

Göztepe yılların özlemini giderdi ve artık Majör Lig takımı oldu. 
Ama daha ligin ilk maçlarında kontrolsüz tutkunun neden olacağı ‘seyircisiz maçlar’ ve yağdırılacak cezalar sebebiyle boynu bükük başlayacaklar…
Önce o taraftar grubunun bu tutkuyu kontrol edilebilir hâle getirmesi ve takımına ‘iyi günde ve kötü günde’ arka çıkması gerekir...
O ‘büyük gücün’ zarar veremeyecek şekilde canlı tutulması gerekir...

S-ÖZ: “İnsanların kendileri hakkında yalan söylemelerine İMAJ, insanların buna inanmalarına SİYASET, ikisini de reddetmelerine ise ENAYİLİK denir...”    

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.