Bir kez aldatılan gerçeklerden hep şüphe duyar…

A -
A +

Bir kısım var ki; ‘hemen muhalefet ve her şeye muhalefet’ prensibiyle yaşar. Aykut Kocaman’a ve Aziz Yıldırım’a muhalif olabilirsiniz, Dursun Özbek’i istememek de hakkınız ama bir nefeslenip neler olacağını beklemeden muhalefet etmek biraz acımasızlık gibi geliyor bana...

 

Galatasaray üç klas oyuncuyu birden takımın içine katıp ciddileşen hazırlık kampı çalışmasına götürmeyi başardı. Daha da ön libero ve kanat savunmacıları aranıyor. Ama Dursun Özbek’i eleştirenler -ki bunların arasında ben de varım- sabırdan nasibini almadan başladılar salvolara…
Bir paylaşım yakaladım; şöyleydi:
“Yahu bu nasıl başkan? Böyle başkanlık yapılmaz... Getireceksen üç yeni transfer, hepsini doldur bir uçağa öyle getir, her gün alana koşturmaktan gına geldi...”
Transfer istiyordunuz, yaptılar...
Daha da yapıyorlar…
Şimdi de harcanan parayı sorguluyorsunuz…
Hatta ‘bu oyuncu grubu bu hocaya fazla büyük gelir’ düşüncesi de geliştiriliyor...
Öte yandan Fenerbahçe’nin teknik direktörü Aykut Kocaman ile yan yana gelen Aziz Yıldırım’ın önüne; daha sizler soramadan ki soramazdınız, durumu geçiştirerek ‘değişmeyen tek şey değişimdir’ dedi ve göğüs stopu yaptı başkan...
Peki o zaman niye soramadınız ‘Alex’in gidişinin nedenlerini?..
Veya Fenerbahçe U19 takımından neden oyuncu alınmadığını millî takım yetkililerinden sorgu-sual ederken, kendi takımında neden bir tek örneğe bile rastlanamadığını?
Muhalefeti adresi belli olmayan sanal ortamlardan yapmak, siper gerisinden saldırmak yeni model bir eleştiri sistemidir ve tamamen kalleşçedir…
Ancak bu sezon Beşiktaş’ın meydanı bir önceki sezon kadar boş bulamayacağı gerçeği önümüze çıkıyor ve daha hesaplı davranan ve zamanı daha ferah olan Beşiktaş’ın bekliyor olmasının tahammül limiti de sorgulanmaya başladı…
Trabzonspor da bu yarışta olacak anlaşılan ama neresinde olacak o henüz belli değil...

İlahi rastlantı...
İlahi olan bir durum aslında rastlantı olamaz...
Montpellier Başkanı Louis Niccollin 4 sezon önce ‘Belhanda Türkiye giderse ben ölürüm, o zaman ancak gidebilir’ demişti...
Renkli başkanın 74. doğum günü yemeğinde fenalaşıp kalp krizi teşhisi konduğunda Belhanda’yı taşıyan uçak da İstanbul’a tekerlek koymuştu...
Tesislere girdiğinde ise Niccollin’e ‘EX’ teşhisi konmuştu...
Adam sözünde durdu!

‘Çok’ olmak...
Sayısal çokluğun bazı zamanlarda dayanılmaz bir sıkıntısı da olabiliyor…
Yirmi beşer milyonu üç takıma dağıttığımızda zaten diğer 20-30 takıma kala kala 5 milyon kalıyor ki ya matematik bilmiyor bu hesabı yapanlar ya da hiç dayak yememişler!
Hindistan’da her yıl doğan bebek sayısı, Avustralya ülkesinden fazlaymış…
Yani Hindistan her yıl bir Avustralya çıkarıyormuş içinden...
Ama Avustralya her büyük turnuvada var, Hindistan’ın daha siftahı yok...
Nerede çokluk...

POST-İT

Teknoloji futbola dibine kadar girdi ve artık insani değerler çöpe atılıyor...
Finalin hakemi görüyor, yine de VAR sisteminden yardım alıyor veya yardım hatalı, ya da kendi kararı; ama sonunda tamamen hatalı bir karar çıkıyor ortaya...
Fenerbahçe idmanları ‘insansız hava araçları’ ile izlenip raporlanıyormuş...
Topa zaten ÇİP takma peşindeyiz...
Yakındır...
Futbol oyununu LANGIRT oyunu mantığıyla oynarız artık...

S-ÖZ: “Bir insanın zekâsı verdiği cevaplardan değil; sorduğu sorulardan anlaşılır.” Albert Einstein

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.