Taraftarının hak etmediği şeyler...

A -
A +

Gündemin tepesine oturdu Aykut Kocaman ve hiçbir şey söylemeden bir şeyler söyledi. Hemen ardından çarşı karıştı. Şimdi söylemek istediğini yutkunur mu, yoksa yerine bir başka teknik adam arayışı başladı mı; sorusuyla biz baş başa kaldık. Sanırım ki oyuncu grubunun da fikri alınacaktır...

 

Bu takımın gönülden bağlanmış, kemikleşmiş ve hatta hiçbir başarı göremese bile ufukta formasını, kombinesini alıp sanal alemlerde kavgasını veren sevdalıları var…
Bunu baştan kabul edelim...
Bu taraftar bu şekilde yönetilen bir takım istemiyor...
Tribünlerine baskıyı kabullenemiyor…
Kibri seviyor olabilir ama kendisine karşı da kibirli davranılmasından hoşlanmıyor…
Böyle kurulan bir kadro istemiyor...
Transferleri beyaz yakalıların değil eşofmanlıların yaptığı bir takım görmek istiyor…
İlle de yenmek peşinde olmayabiliyor ama yenmeyi deneyen ve coşkusunu hissettirebilen oyuncuları seyretmek istiyor...
Kimseyi sevmediği için kimsenin kendilerini sevmediği algısını oluşturan kravatlı adamlardan nefret ediyor...
Hedefin sadece Galatasaray olması onları kesmiyor...
Teknik adamının asık yüzünü, gülmeyen maskesini de istemiyor...
Oyuncularının mutsuz görüntülerinin skorlara yansıdığını düşünüyor… Her sezon toplama takımlarla oynamaktan nefret ediyor...
Camianın sembolsüz kalmasını, efsane isimlerinin dışlanmasını da reddediyor...
Yönetimin kibarca istifasını isteyenlerin kombinelerinin kanunsuz bir şekilde iptal edilmesinde de muzdarip…
Arada 7 takım varken, en öndekinin en önde olmasının nedeninin sanal ve geçici, hatta suni olduğunu söyleyip, arada bulunanlara saygısızlığı da kabullenmiyor...
Bu taraftar bu oyunu, bu yönetimi, bu teknik adam sıfatını ve tarzını hiç hak etmiyor...
Oynamayan bir santrfora çuvalla para ödenmesini ve ödenmeye devam edilmesini hiç kabullenemiyor…
Van Persie dururken suçlunun Mehmet Topal olmasını nasıl kabullenmesini bekleyebilirsiniz ki? Aklın yolu birdir…
Gönderdin Kjaer’i, siliverseydin Van Persie’yi, almasaydın bir yılı sakat sakat dolaşan Soldado’yu,   verseydin Fernandao’yu Bursa hazır isterken, yerine koysaydın Eto’o ve Wagner Love’dan birini; şimdi lider sendin diyor tribün sevdalıları...
Ayrıca Love; Soldado’dan bir yaş büyük, Van Persie’den iki yaş küçük...
Sadece tamamı yabancılardan kurulu olan ve adları ezberinde bulunmayan basketbol takımının başarıları ile yetinmiyor artık...
Yıllardır teknik adamlarını kalkan gibi kullanıp arkasına saklananları da içine sindiremiyor…
Yönetimi süresince 7 Galatasaray şampiyonluğu, 4 Beşiktaş şampiyonluğu, 1 Bursaspor şampiyonluğu görenlere boyun eğmek artık kolayına gelmiyor Fenerbahçe âşıklarının...
Kısacası...
Bu taraftar ne bu yönetimi, ne bu teknik kadroyu, ne de bu oyuncu grubunu; ama en önemlisi oynanan oyun formatını hiç hak etmiyor...
Çünkü camia ateşli hasta ve yangın içten içeydi, artık alev aldı çoktan...

Lucescu aklımızı sınıyor
Yine seyretmediği adamlar kadroda, gençleştireceğim derken ilk defa kampta tanışıp birbirlerinin elini sıkacak adamlar yan yana oynayacak ve biz buna “Millî Takım yapılanması” diyeceğiz.
Köybaşı-Kaldırım meselesini kimse çözemiyor zaten...
Şimdi iki hazırlık maçımız var ve neye nasıl hazırlandığımızı bilen yok...
Lucescu zaman öldürüyor ve öldürdüğü zamanı dolduruyor...
Bizler de ölünün başında bekliyoruz gibi...

POST-İT

Aykut Hoca, Osmanlı maçı sonrasında öyle bir açıklama yaptı ki, kimse bir şey anlamadı...
İstifa kelimesini kullanmadan istifa edilir mi diye bütün basın mensupları birbirinin suratına baktı…
Cümleleri uzun, felsefik ve ciddidir hocanın…
Ben aklını çok beğenirim, insanlığını da...
Ama teknik anlayışını tartışırım...
Konuşup ortalığı bulandırmasından ve sonra da kenara çekilip seyretmesinden hiç hoşlanmam…
Demem o ki...
Maç sonrası bir konuştu, kimse bir şey anlamadı, soyunma odasındaki taktik planlamadan kim ne anlayabilirdi ki?

S-ÖZ: Affetmek için iki kişilik erdem lazım. Hem onu affetmek, hem onu affettiği için kendini affetmek... Orson Welles

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.