Düğüm salonu

A -
A +

Böyle bir film var, henüz seyretmedim ve çok başarılı bir komediymiş..                Dün gece oynanan ise 40 binden fazla insanın gözü önünde bir korku filmi gibi bir izlenim vardı ama maçın ‘kötü niyetli adamı’ çok az olduğu için düğün marşı ile akıp gitti maç..
Önce ilk 35’in resmini çekelim..
Galatasaray planladığı oyunu tutturdu ama olay mahalli olarak Rodrigues’in kanadını değil de, sağ kanatta Linnes ve Feghouli atraksiyonlarını denedi..
Üretim sağlayamadı..
Fenerbahçe ise klasik yan toplarda tehlikeler üretti ama o da çerçeveyle pek ilgilenemedi..
Bülent Yıldırım oyunu akıtmaya yönelik bir tarzı benimsedi ve kart göstermemeye niyetli bir ilk yarı oynadı..
İkinci yarı Galatasaray savunmadaki riskle hareketlerini sürdürürse ve topu doğru oyuncularla buluşturarak çıkamazsa başına iş açacak gibiydi..
İkinci yarı temaslı oyunun sertlikle harmanlandığı bir görüntü ile oynandı. Belli ki sinir katsayıları artıyordu..
Düğünde kavga başlamıştı çoktan..
Son çeyrekte tüm hücum silahlarını kullanan Aykut Kocaman’a karşılık oyunu tutmayı ve kilitlemeyi tercih eden Fatih Terim’in seçimleri ile ‘takı töreni’ başlamış oldu..
O bölümü de ağır bir Fenerbahçe baskısı ve tehlikeleri ile geçtik..
Sonunda direkler, karşı karşıya kaçanlar filan derken düğün bitti ve dağıldık....
Düğünler halayla biter, havaya kurşun sıkılır, birkaç kendini kaybeden genç kavga çıkarır ve sonunda takılar çalınır..
Bir farkı var mıydı?

MAÇIN ADAMI: Muslera

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.