Denedik oluyor…

A -
A +

Çıkılan yolda engeller oluşacak ve gerçek yarışma moduna geçildiğinde şapkamızı önümüze koyup karar verme zamanımız gelecek...
Avrupa Şampiyonası grupları oluştuğunda ve bir sonraki etabın yoğun telaşı içine girdiğimizde bu yolda mı devam edeceğiz, yoksa yine otobüsün arka beşlisine yani takımın ‘papaz’ oyuncularına mı döneceğiz; işte bunu merak ediyorum...
İçimi serinleten söylem; negatif enerji üreten oyuncuların elenecek olduğunun sinyallerini almamız olmuştur…
Bir de Lucescu’nun oyun oynanırken oluşturduğu vücut dilinin ve beğenmediği durumların neler olduğuna dikkat ettim…
Mesela, ‘işe yarar pas’ kovalıyor, sadece isabetli pas değil...
Mesela bölgeye yapılan ortalara sinirleniyor, istediği; hedef gözeterek yapılan ortalar...
Şut istiyor ama ‘verimli pas’ yerine değil…
Bunları yapabilecek bir oyuncu potansiyeli gördüm sahada, ancak bunun idmanlarını yapıp alışkanlık hâline dönmesini sağlayacak zamanı olduğunu hiç sanmıyorum…
Bu takım 6-8 maç içeren ve birlikte yapılacak bir seyahatin turne şeklinde planlanmasına ihtiyacı var ve bu Dünya Kupası yılında ve de hemen ardından başlayacak acımasız bir lig yarışı öncesinde buna da zaman yok…
Umarım eskilere dönmeyiz ve bu takımda ısrar ederiz…

Özgürlük…
Birinci hazırlık maçının bana gösterdiğini acaba ‘yarışmacı teknik adamlarımız’ da görmüş müdür?
Mehmet Topal’ın özgür bırakıldığında, ‘aman savunmayı ihmal etme’ yerine ‘git oğlum rakip kale sahasına’ denildiğinde neler yapabildiğine şahit olduk...
O nöbetçi değil, özgür bir oyuncu olduğunda kendini katlayarak yükseliyor…
Yusuf Yazıcı’ya öz güven verilip taktik oklara hapsedilmediğinde, neler yapabildiğini de gördüm...
Bunlar çoğaltılırsa umudum artarak sürer...
Takımlarına döndüklerinde de yarışmacı hocalara umarım bir örnek oluşturur...

Sabır bize göre değildir...
Güzel bir söz etmiştir dünyanın en çok yumruk yemiş adamı…
Joe Louis...
Der ki “Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez...”
Çok zahmetli ve meşakkatli bir iş olan millî takım macerası gereken sabır medya ve halk tarafından gösterilebilecek mi; merak ediyorum.
Çünkü millî takım ülkemizde maalesef en az taraftarı olan takım durumuna düşürüldü.
Herkes hemen hepsini yenelim istiyor ama kimse elini taşın altına koymuyor...
Yok öyle her haltı yiyip cenneti hayal etmek!

POST-İT
Elime bir kitap geçti Literatür Yayıncılık tarafından basılan ve yayımlanan...
Tuğrul Akşar ve Kutlu Merih tarafından emekle ve çok titiz bir araştırma yapılarak yazılmış…
Dikkatle ve geri döne döne okuyorum...
Ufkumu açıyor...
Adı; FUTBOL EKONOMİSİ…
Mutlaka edinilmesi gereken bir eser...

S-ÖZLER:
“Acilen temizlik...
Ama en yakın çevrenden başlayarak...”
Vee...
“İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır...”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.