Mahşerin dört atlısı…

A -
A +

Çanaklardan çıkan toplar koca bir sezonun Avrupa macerasındaki yolculuğu belirledi…                
Şampiyonlar Ligi’nden başlıyorum...
Benim değerlendirmem Galatasaray’ın en çetrefilli ve en zor gruba düştüğü şeklinde olacak. Şimdi herkesin düşmesi için dua ettiği bir grubun neden bu kadar açmazlarla dolu olduğunu kurcalamak istiyorum.
Eminim ki, an itibarıyla Lokomotif taraftarı bir grup Moskovalı, Schalke’nin agresif taraftar kalabalığı ve Porto’nun çok yoğun olmayan ama buralara alışkın âşıkları sevenleri de zilleri takmış oynuyordur…
Oralardaki düşünceler de ‘ne şahane bir gruba düştük’ şeklindedir...
İşte felaket burada yatıyor.
Bu gruptan çıkamayan için ‘bu gruptan bile çıkamadınız ya’ höykürmeleri başlar ve hasarı çok büyük olur...
Bir kere şunu da idrak edelim ki Schalke’nin oyuncu değer toplamı 256 milyon avro, Porto’nun 233 milyon avro ve Lokomotif Moskova’nınki ise 110 milyon avro...
Galatasaray’ın sadece 94 milyon avro...
Ve sadece bizim kafamıza UEFA sopasıyla vurup duruyorlar…
***
UEFA Kupası için filmin üç sonu görünüyor ufukta…
Beğendiğiniz seçenekte bitirebilirsiniz…
Örneğin Fenerbahçe bir Belçika, bir Hırvatistan ve bir de Slovakya seyahatinden kârlı çıkar ve grubu Anderlecht yarışı ile bitirir. Biz bakalım şubat sonunda kiminle oynayacağımıza…
Beşiktaş yakın tarihinin derin deneyimini Genk dışında bir Malmö ve bir de Sarpsborg karşısında teste tabi tutacak.
Genk boğuşabilir sadece Beşiktaş ile...
Yakın tarihin acı bir Malmö tecrübesi ise işine çok yarayacak ve aynı hatayı tekrar yapmayacaktır…
Gelelim en deneyimsiz görünen Akhisarspor’a…
Sevilla gibi bir final tecrübesi olan ve mayıs ayındaki finali şimdiden kafaya takmış olduğu bilinen bir rakibi en tepeye yazalım.
Standart Liege ve Krasnodar sert rakiplerdir ve büyük bir tecrübe verecektir bu güzel ilçeye…
En azından bir Sevilla izletecekler bize...
Bütün mesele şubat ayının sonundaki eşleşmelerde kura çekiminde kaç takımımızın olacağıdır ve ben üç takım bekliyorum grupların sonrasında...
Mahşere doğru üç at süreriz gibime geliyor. İkisi mart ayını da geçer ve bir takımla da niye yarı finali hayal etmeyelim...
Bu da müthiş yüklü bir ‘ülke puanı’ hayal etmemizi sağlar...

4-6-0...
Anlaşılan Galatasaray’ın yeni modeli biraz buna benzeyecek.
Niye olmasın?
Barcelona’nın ön tarafında bir pivot santrforu da yok, sırtı dönük oynayan bir santrforu da...
Ne Suarez, ne de Messi öyle bir santrfor…
Üstelik Eren Derdiyok şimdi rahatlamış ve o bölgeye imza atacak öz güvene de kavuşmuş olabilir…
Ayrıca batık durumdaki bir bütçenin toparlanmasından söz ediyoruz, bazıları son günde üç transfer birden bekledi...
Transfer tribün için değil, takım için yapılır...
Galatasaraylıların enseyi karartmaması gerekiyor...

POST-İT
Paylaşımlar birbirinden eğlenceli…
Biri…
“Galatasaray’ın kurasını Fatih Terim organize etseydi ayıp olur diyerek araya bir tane kuvvetli takım koyardı...”
Bir diğeri...
“Tarık Çamdal yerine kurayı çeken Diego Forlan’a verin parayı, kenarda otursun yeter...”
“Santrfor olmasa da olur, ama Tarık Çamdal olursa olmaz...”
Bir tane daha...
“Forvet transferi yok diye istifa iste.
Forvet alınırsa da kulübü borca soktun diye istifa iste.
Zor iş vesselam!

S-ÖZ:
“Bazı sözlerin muhatabı kulaklar değil
vicdanlardır; duymuyorsa zorlama...”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.