Bayramınız mübarek olsun

A -
A +

Sevgili okuyucularım, milletçe çok önemli sıkıntılardan geçmekte olduğumuz şu günlere denk gelen mübarek Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını, huzura sıkıntısız rahat günlere kavuşmamıza vesile olmasını yüce Mevladan niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle, bugün size şiirleriyle tanıdığımız Anadolu'nun başarılı kalemlerinden değerli dostum Ahmet Mahir Pekşen'in güzel bir çalışması olan "Kainatın Başşehri Divriği" isimli folklorik içerikli çok hoş anılarla dolu kitabından bayramla ilgili bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum... "Sahi, nedir bayram kokusu?.. Bayram nedir evvela?.. Yoksa çoluk çocuk evden kaçma tatili midir?.. İnsanların son yıllarda önemli bir sektörü haline gelen, otelcilerin ceplerini doldurma eylemi midir?.. Bayram, ne güzel geliyor insanın kulağına. Bayram, güneş ışığı kadar sıcak. Söğüt dallarında tomurcuklanmış bahar kadar umut. Elmas elmas parıldayan karçiçeği gibi ışıltı... Sarıyla kızılın kol kola verip "Harmandalı" oynadığı güz gibi hüzün... ...... Bayram, güzel yurdumun her köşesinden buram buram kokmakta ama, ben size Divriği bayramlarından bahsetmek istiyorum... Bayrama hazırlık günler öncesinden başlar, evvela temizliğin bitirilmesi gerekir. Bu da tabii ki hanımların gayreti, hanımların yorulması demektir. İlk önce toprak, saman karışımı, macun haline getirilmiş çamurla evin sıvanması gereken yerleri sıvanır. Mis kokulu taklı kireçle evin içi badana edilir. Bu tatlı kireçle yapılan badana şekline "Cilov yapma" denilir. (Gerçi günümüzde çamur sıvama, cilov yapma yerini daha modern şeylere bıraktıysa da hatırlamadan geçemedim.) Cilov dedik, sürmeyi unutuyorduk. İse batırılmış bezle, süpürgeliklerin dört parmak üstüne siyah bir şerit çekilir. İşte buna eskiler, "Karalı, sürmeli ev" derler. Dış ve iç avlu (ayaz) süpürülür. "Dış eşikten iç eşiğe" kadar yani, dış kapıdan bahçeye, hatta ahır kapısına kadar ahşap olan her yer fırçalanır, silinir. Hemen her evin avlusunda bulunan, dut, asma, kaysı gibi ağaçların "göl" diye tabir edilen çukurlarının etrafı çamurla sıvanarak düzgünleştirilir. Gene zambak, lale, gül gibi avluda dikili olan çiçeklerin de gölleri sıvanır. Sokak, yandaki komşunun kapısına kadar "çalgı" diye tabir edilen çalı süpürgesi ile süpürülür. Yabani otlar oluşmuşsa ayıklanır, temizlenir. Gerek evin dış temizliği, gerekse iç temizliği arefe gününe birkaç gün kala yapılır. Mümkün olduğunca o güne iş bırakmamaya gayret edilir. Arefe günü, sandıklardan çıkarılan, özenle saklanmış naftalin kokulu, ayva kokulu "dışarlık" kanaviçe örtüler, beyaz işler, danteller, intizamla sedirlere, raflara, (şimdilerde vitrinlere) serilir. Halı yastıklı, kadife minderli en iddialı koltuk takımlarına bile taş çıkartan sedire daha başka bir hava, daha başka bir rahatlık, güzellik yerleşir. Bayrama özel yemekler bugünden hazırlanır. Kara yaprak... Bildiğimiz etli yaprak sarmasının kuyruk yağı ile sarılmış halidir. Alatlı pilav, ak pilav, nam-ı diğer "Devriği pilavı"nın pirinci, üzümü, eti vs. hazır edilip, bayram sabahı erkekler camideyken pişirilmesi için ön hazırlığı yapılır. İlle de Besni üzümünden hoşaf kaynatılır. Sütlaç ve kadayıf yapılır. (10-15 sene evveline kadar misafirlere ikram için baklava, hanımbileği, sarığım burma gibi tatlılar yapılmıyordu, şimdilerde envai türlü tatlı yapılıyor.) Kara yaprak, alatlı pilav, üzüm hoşafı ve sütlaç bayramların değişmez mönüsüdür. Arefe günü ikindiden sonra artık ev işi yapılmaz. Eksikler son bir kez daha gözden geçirilirse de, bu saatlar hatimle, tevhitle, tekbirle, tesbihle kısacası ibadetle değerlendirilmeye çalışılır... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.