İçimde ukde kaldı

A -
A +

'İçimde ukde kaldı' sözünü biliriz. Bazen bir söz söyleyemediğimiz için, bazen bir yardım yapamadığımız için, ne bileyim kendimize haksızlık yapıldığına ya da biz başkasına haksızlık yaptığımızda duyduğumuz vicdan azabını açığa çıkartamadığımızda hep bu sözü kullanılır: İçimde ukde kaldı... Kimimizin içinde kimbilir ne ukdeler vardır biliyorum. Neylersiniz ki, bu dünya her arzu edilenin gerçekleşebildiği bir mekan değil. Bütün ukdeler, bütün haklar öte tarafta. Zerrece kimsenin kimsede hakkı kalmayacak olan, herkes yaptığının hesabını tek tek verecek olan öte dünyada... Denizli'den yazan, Emekli SEK İşletme Müdürü sayın Necdet Eldemir de yıllardır "içimde ukde kaldı" dediği bir konuyu kaleme almış... "Türkiye gazetesini ve köşenizi yaklaşık onbeş yıldan beri okuyorum. Yazıp yazmamakta epey düşündüm. Nihayet ben de yazmaya karar verdim. İçimde bir yara gibi duran, onur kırıcı bir durumu okuyucularla paylaşmak istedim. Belki biraz rahatlarım diye... 1982 yılında Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu Muğla Yatağan İşletmesi'nde müdür muavini olarak görev yaparken, Tunceli İşletmesine müdür olarak tayinim çıktı. Ekmek parası. Çoluk çocuğun nafakası uğruna, kimseye birşey hissettirmeden gurbete çıktım. Yine gurbet hasretini yüreğimde tutarak çalışmaya başladım. Esas konuyu anlatmak istiyorum. Tunceli'de hayvancılık koyun ve keçi ağırlıktaydı. Süt sığırlığı hiç yoktu. Muhtemelen şimdi de öyledir. Dolayısıyla işletmemiz ham madde temin edemiyor, % 5 kapasite ile bir iki ay faaliyet gösterip büyük zarar ediyordu. İşçi ve memurun maaşı iki ay gecikmeli olarak veriliyordu. Vergi SSK primleri, emekli sandığı kesintileri yatırılamıyordu. Fabrikanın tamir bakım işletme masrafları, elektrik ve su paraları büyük sorun oluyordu. Bu durum işçi memur olarak bizlerin civardaki esnaf ile yüz göz olup, nahoş olaylara davetiye çıkartacak derecede üzüntülere sebep oluyordu. Tek maddi kaynağımız genel müdürlüktü. Yalvar yakar, rica minnet biraz para temin edebilirsek ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk. Biz bu sıkıntılar içerisinde kıvranırken bir gün o günlerde hiyerarşik olarak benim de üstümde olan yetkili ve nüfuzlu biri aradı. Benden 5 kg'lık tepsi tabir ettiğimiz yoğurt talep etti. Ben de kendisine dedim ki: -Bugün mevcut yoğurdumuz veya sütümüz yok. Yarın süt geldiğinde yaptırıp size gönderirim. Telefon konuşmamız bitti. Biraz sonra baktım makam arabasına atlayıp işletmemize gelmişti. Çıktım işletme bahçesinde karşıladım. "Hoş geldiniz" dedim. İçeri buyur ettim. Girmedi. Halinden belli ki, çok öfkeliydi. -Sen bana nasıl yoğurt yok dersin, diyor ve ekliyordu, "Dün evvelki gün falancaya verdin de bana nasıl yok dersin. Sen benim kim olduğumu biliyor musun?!." Sonra elini boğazıma attı ve sıkmaya başladı. "Seni şuracıkta gebertirim" dedi. Kendisi benden iri olduğundan ve sırtını işletmeye döndüğünden personelin görmesini engelliyordu. Bu durum benim çok zoruma gitti. Bugüne kadar hiçbir resmi makama şikayetçi olmadım. O günün şartlarında şikayetçi olsam sıkı yönetim olduğundan başka bir suç isnad edilip açığa alınmaktan korktum. O kişiye halen hakkımı helâl etmiş değilim. Allaha havale ediyorum. Eğer sağ ise, benden helallik dilerse helalleşirim. Bir de şu hususu belirteyim. Kişi kendini bilmez, üst bilmez, ne oldum delisi olur da bu muameleyi hak eder denilebilir. Ben böyle bir yaratılışta da değilim, Üste itaat, asta sevgi ile yaklaşırım. Kul hakkı ve Allah korkusu taşırım. Rabbim kusurlarımızı affetsin. 30 senelik hizmetimin 7 senesi Tunceli Diyarbakır ve Muş'ta geçti. Önemli olan, hizmetlerimin Allah katında makbul sayılması, üzerimize de kul hakkının geçmemiş olması. İnşallah Allah indinde de böyledir. Selam ve saygılarımla. Necdet beyin içinde kalan ukde bu. Şimdi her ikisi de emekli olmuş ve görevlerinden makamlarından rütbelerinden arınmış sade vatandaş olmuşlar. Eh işte bu kadar basit bu hayat. Hepimizin ortalama yaşama ömrü belli. Peki şimdi bu helallik olmayınca ne olacak. Haydi bakalım, bedenen güçlü olmak kurtaracak mı insanı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.