Kadın evde unutulunca!..

A -
A +

Bir annenin duygularına ortak oluyoruz bugün... Şehrini ve kimliğini açıklamadığı için yazamıyoruz ama zaten önemli olan kimlikten çok kendisi gibi yüzlerce ev hanımının duygularına tercüman olan mektubu... "Ben Türkiye gazetesine abone ve sekiz yaşında bir kızı olan anneyim. Geçenlerde köşenizde "kul hakkı" ile ilgili bir hatıra yayınlandı. Kul hakkı çok önemliydi. Kimsenin hakkını yememek lazımdı. Ama kul hakkı denilince eşlerin de birbiri üzerinde hakkı yok muydu? Bilgili olduğuna inandığım birisinden "En çok kul hakkı karı koca arasında yaşanır" şeklinde bir söz duyunca duygulandım. Çünkü eşime karşı kalbim çok kırık. Anlatayım isterseniz. Ben ev hanımıyım. Eşimi kapıdan yolcu ettikten sonra, çocuğumla, evimin işiyle meşgul oluyorum. Beyim ise çalışıyor. Evimizin ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu dönemde birçok insanın hayal ettiği ama bulamadığı bir durumda, evinin geçimini temin edebiliyor. Ama beyim bizimle hiç ilgilenmiyor. Manevi olarak bizimle hiçbir sevinci, üzüntüyü mutluluğu paylaşmıyor. Kısaca hayatı bizimle paylaşmıyor. Ne benimle ne çocuğumla bir kelime olsun sohbet etmek, bir konu üzerinde konuşmak ne bileyim bizimle yeme içmenin dışında birazcık vakit geçirmek gibi bir özelliği yok. Tam bir kapalı kutu. Ülekimizin büyük maddi sorunlar yaşadığı bugünlerde, bu satırları okuyanlar belki "Şuna bak, bulmuş da bulanıyor. Adam evinin ihtiyacını sağlıyormuş daha ne istiyorsun?" diyebilirler. Fakat sırf onunla iş bitmiyor. Evet, beyler dışarıda çalışıp yoruluyorlar, belirli stres yaşıyorlar. Peki hanımlar akşama kadar evde çocuklarıyla, ev işleriyle uğraşırken yorulmuyor mu? Onların da stres atmaya, oturup halleşmeye ihtiyacı yok mu? Biz de istiyoruz ki, beyimiz akşam eve gelince oturup iki laf edelim. Yorgunluğumuzu birbirimize anlatacağımız sözcüklerle hafifletelim. Ama nerde?.. Akşam beyimiz eve geliyor. Kapıdan içeri girerken sanki lokantaya girermiş gibi sert ve emreder bir tonda konuşuyor: -Sofra hazır mı? Yemek var mı?!. Yahu lokantaya girince bile, masaya oturduktan biraz sonra garson gelir... Bu ne acele böyle? Bu ne mantık? -Yemek tamam efendi. Biraz sakin ol. Acele etme, gibi bir söz söyleyecek olsak yandık. Hemen bağırıp çağırmaya başlıyor. Tıpkı oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi... Dışarıdan bu hali gören olsa, evde kavga var zanneder, o derece... Neyse hemen sofrasını kuruyoruz. Sanki yemekten sonra konuşacak mı? Nerdee? Sofradan kalkınca geçiyor televizyonun başına. Bir daha da kalkmıyor. Ben yanına gelmişim, birşeyler anlatmaya çalışmışım ruhu bile duymuyor. Kendisiyle bu konuları konuşmaya yeltensem, konuşmak istesem bu kez tavır alıyor: -Şimdi durduk yerde sorun çıkarma! Konuyu hemen kapatıyor. Bu ilgisizlikten çocuğum da nasibini alıyor. Onunla da yüzgöz oldu-olacak nerdeyse.Ya çocuğa bağırır çağırır ya da hiç ilgilenmez. Bunun ortası yok mu? Yok. Evine böyle ilgisiz biri, dışarıya karşı nasıl dersiniz? Madalya takılacak kadar başarılı. Kendisi Cumartesi ve Pazar günü çalışmıyor. Nasıl olduysa, bir anlaşma yapmıştık. Cumartesileri o tek gezecek. Tabii ki kafa dengi arkadaşlarıyla. Pazar günü de zor zahmet de olsa bizimle birlikte gezecek. Nerdee? Gene o bildiğini okuyor. Arkadaşları ailesinden daha önemli çünkü... Ben bu özel meselemi bir örnek olsun diye yazıyorum. Beyler her şeyi yerine koymayı, zamanlama yapmayı bilsinler. Ailelerini kendilerine sadece hizmet edecek köle gibi görmesinler. Bir evde erkek nasıl aile büyüğü ise, hanımın da ailenin annesi, hanımı olduğunu bilsinler. Son zamanlarda yeni bir huy öğrendi. Pazar günleri zorla ikna edip çarşıya gezmeye çıkıyoruz. Dolmuştan inince etrafıma bakıyorum ki beyim yok, kaçmış. Ardından gelsin göz yaşı, gelsin mide ağrıları vs. Kendimi kandırılmış, aldatılmış hissediyorum. Beyimin bu ilgisizliği beni ve kızımı çok üzüyor. Burada bir mesaj yollamak istiyorum. Ben de insanım, benim de oturup konuşmaya ihtiyacım var. Sen gidip arkadaşlarınla konuşuyorsun. Ben seninle de konuşamazsam kiminle konuşacağım? Madem arkadaşlarınız sizin için çok kıymetliydi, o zaman evlenmeseydiniz. Madem evlendiniz, o zaman ailenize karşı sorumluluklarınızı yerine getirin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.