Devlet çok hantal

A -
A +

Millet olarak 200-300 yıllık geri kalışımızın sebeplerini bulmamız zor değil... Aklın yolu birdir. Bugün dünyada gelişmiş ülkelerin ve bizim gibi geri kalmış ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarını incelediğimizde, aynı bir futbol takımının başarısı için fizik, kondisyon-enerji-teknik-takım disiplini ve taktik gibi unsurlar gerekliyse, gelişmiş ülkelerin takip ettikleri gelişme reçetelerini ve şanlı tarihimizdeki rekoru yakalanamamış yönetim usullerimizi araştırıp öğrenmeliyiz. Yerel yöneticiler olarak bizler, halkımızla iç içe yaşayan, toplumun problemlerini canlı olarak gören ve hisseden kişileriz. Problemlerimizi işlerken, toplum temsilcileri olarak, bugünkü sosyal ve iktisadi durumu iyi değerlendirip, akıl ve mantık çerçevesinde iyi bir vicdan muhasebesi yapmalıyız. Yasama, Yürütme, Yargı yetkileri birbirinden ayrılmalıdır. Genel yönetim-Yerel yönetim yetkileri ilmi şurâlarla ayrılmalıdır. Belediyecilik problemlerimiz büyüklük itibariyle farklı olmasına rağmen genel olarak hep birbirinin aynı. Hep görünürdeyiz Siyasiler olarak görünümde hepimiz demokratız, özgürlükçüyüz, laikiz, liberaliz... Fakat söylediğimiz gibi olmadığımızı da gözlemlemekteyiz. İktidarda ya da muhalefette olan her siyasi; demokrasiden, sosyal adaletten, insan haklarından söz etmesine rağmen, pembe tablolar çizmesine rağmen, toplumumuzda yaşanan gelir dengesizliği, çarpık vergi politikası, bürokrasiye boğulmuş çalışamayan adalet mekanizması, kayıt dışı ekonomi, mantıksız ve dengesiz uygulanmış sübvansiyonlar, kanun hakimiyetinin laçka olması yüzünden doğmuş mafya grupları vs. derken ülkenin ne hale geldiğini yine hep birlikte esefle görmekteyiz. Eleştirim kişilere değil İsrafın ardı arkası kesilmiyor. Fuzuli birçok bakanlıkta müsteşar, müsteşar yardımcıları, genel müdürler ve genel müdür yardımcıları, daire başkanları, şube müdürleri, şefler, amirler, danışmanlar, müşavirler, memurlar, odacılar... anlamadığım neyi paylaşıyorlarsa her bakanlığın APK'cıları kontrolörler, teftiş elemanları ve sekreterleri... Bunca devlet katarı ne üretiyoruz Allah aşkına? Ben şahıs bazında kimseyi eleştirmek istemiyorum. Bu sadece bakanlıklar, genel müdürlüklerde aynı, il müdürlüklerinde aynı, ilçede aynı. O memurları taşıyan servis araçlarına acıyorum. Her bakanlığın 1. sınıf sosyal tesislerine acıyorum. Şube müdürü düzeyine inen makam otolarına acıyorum. Yani koskoca hantal bir devlet. Hizmet değil evrak üreten bürokrasi ve verimsiz devletin sırtındaki kambur KİT'ler. Bizim neyimiz eksik? Acaba bir Türk bir Koreli, bir Japon, bir Alman kadar akıllı değil mi? Ya da uyanmamız için illa hep afet hep kriz hep bunalım mı görmemiz gerekiyor. Gorbaçov'un on sene öncesinde yaptığı Glastnost ve Perestroika, yeniden yapılanma ve şeffaflık cesaretini halen gösterebilmiş değiliz. Ekonomimiz gelir dağılımı yönünden Afrika ülkeleri düzeyindedir. Ceza yasalarında halen 1-2 milyon liralık ağır (!) para cezaları mevcuttur. Dengesizliğimizin ispatı için, sokaklarda gördüğümüz sayıları her geçen gün artan dilenciler, sahipsiz çocuklar, keşmekeş olmuş hastaneler veya ne bileyim adliye koridorları yetmez mi? Başkanın başarısı Kamu israfı önlenmediği sürece, vergi adaleti sağlanıp vergi makul bir düzeyde tabana yayılmadığı sürece, devleti deniz olarak görenlerin, yeni adıyla hortumlayanların önüne geçilmediği, eskilerin ortaya çıkartılıp hesaba çekilmediği, kayıt dışı ekonomi kayıt içine alınamadığı, yapanın yaptığının yanına kâr kaldığı ve bu durum böyle devam ettiği sürece yasalar sinekler için örülen bir ağ olup sivrisinekler yine deler geçer. Böylesi bir yönetimde dürüst insanlar saf ve aptal anlamında ezilirler. Ben bir belediye başkanı olarak diyorum ki, bir belediye başkanının başarısı merkezi idareye yakınlık derecesine bağlı olmamalıdır. 'Hepinizi Göynük'e bekliyoruz' Öncelikle, "14. Akşemseddin Hazretlerini Anma Günü ve Sempozyumu"na herkesi davet ediyoruz. 27 Mayıs 2001 Pazar günü, Kültür Bakanlığının katkılarıyla, Bolu Valiliğinin koordinatörlüğünde, Göynük Kaymakamlığı ve Göynük Belediye Başkanlığı ve Akşemseddin Hazretleri Vakfı'nca tertiplenen anma programları olacak. Bu programa tüm okuyucularımız davetlidir. Ondört yıldan beri her geçen gün daha bir anlam kazanan kutlamalar eminiz ki, halkımızın katkılarıyla daha da güzelleşecektir. İstanbul'un manevî fatihi... Biliyorsunuz, Akşemseddin Hazretleri Fatih Sultan Mehmet Han'ın hocası, İstanbul'un manevi fatihidir. Eyüp Sultan Hazretlerinin kabrini, Fatih'in isteği üzerine keşfetmiştir. Mikrobu, Pastör'den üç asır önce teşhis eder, kanser, sarılık gibi hastalıkları o günün şartlarında, ilaçlarını da bitkilerden kendisi hazırlayarak tedavi ederdi. Akşeyh'in babası ilim adamı olduğu için, ömrünün ilk yıllarından beri müsbet ilimlerde ve manevi ilimlerde yetişmiş bir ilim adamı ve şairdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.