İletişim çağının göz bebeği...

A -
A +

Bor madenlerinin önemi ve stratejik gelişmelerle ilgili, bir okuyucumuzun gönderdiği maili yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. "Ülkemizin ve bor madenlerinin geleceğine sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Ham haldeki değeri yaklaşık 1 trilyon dolar olan ve işlendiği zaman değeri 6-7 trilyon dolara ulaşan bor rezervlerimiz birkaç milyar dolara elimizden alınacaktır... Kamuoyunda değeri ve önemi pek bilinmeyen ve maalesef hiç tartışılmayan bu konuya dikkatinizi çekmek istedik... Amacımız ülkemizin ve toplumumuzun yurttaşlık bilincinin oluşmasına katkıda bulunmaktır... İşte Yeni Avrasya dergisinden alınan özet... "Petrol orada ise "bor" burada." ...Bor mineralleri iletişim çağının göz bebeği oluyor. Türkiye yaklaşık 2.5 milyar tonluk bor rezerviyle zengin bir ülkedir. Ham haldeyken tonu 400 dolar olan bor mineralinin değeri, işlenerek süper iletken hale dönüştüğünde kat be kat artacaktır. "Bilim adamları, tahmin edilenden çok daha yüksek derecelerde bile, neredeyse hiç dirençle karşılaşmadan elektrik taşıyabilen metal bir bileşim tesbit etti. Dünya bilim çevrelerini şaşırtan bu bileşimin, özellikle süper hızlı bilgisayarların üretiminde kullanılabileceği belirtildi... Çok daha hızlı bilgisayarların yapımında, oksijen içeren maddelerle çalışmanın zor olduğu yerlerde, magnezyum-bor bileşiminin kullanılmaya başlanacağı haberi üzerine, Nortwestern Üniversitesi'nden Profesör John Rowell; bilim adamlarının düşük sıcaklıklı maddeler üzerinde daha fazla çalıştığını hatırlatarak, bunların yerine magnezyum-bor bileşiminin kullanılmasının daha avantajlı olacağını söyledi. Rowell'a göre magnezyum-bor yüksek ısıdaki iletkenliği sayesinde bilgisayar bileşenlerinin 4 kat daha hızlı çalışmasını sağlayabilir..." Stratejik zenginlik Deterjan sanayiinden uzay teknolojisine kadar yüzlerce değişik alanda kullanılan bor minerali, petrol ve doğalgaz kadar büyük bir stratejik öneme sahip. 20 yüzyılda sınırların çizilmesinde temel unsur olan petrol Orta Doğu için nasıl bir lütufsa, bor da Anadolu için bir lütuftur. Bir ton borun 400 dolar değerinde olduğu ve Türkiye'nin yaklaşık 2.5 milyar ton bora sahip olduğu göz önüne alındığında, bu emsalsiz cevherin Türkiye için ne derece büyük bir zenginlik kaynağı olduğu daha iyi anlaşılır.Toplam 1 trilyon dolardan fazla olan bu rakam ülkemizin toplam 106 milyar dolar olan dış borcunun yaklaşık 10 katına denk değerdedir.. Amerikan uzay mekiği Challenger'ın infilakından geriye sadece Türk borlarından imal edilen kabin kesiminin kaldığı düşünülecek olursa borun uzay teknolojisi için ne denli hayati bir madde olduğu da anlaşılabilir. Tüm dünyayı kontrol etme gayretinde olan ABD'nin dünya bor rezervlerindeki payının sadece % 13 olduğunu da düşünürsek, ABD-Türkiye ilişkilerinin seyrinde bor mineralinin çok önemli bir rol oynadığını rahatlıkla görebiliriz. Bor minerali, sanayide alternatifi olmayan, vazgeçilmez bir zenginlik. Dünyada bor minerali bakımından en zengin ülke ise Türkiye. Ülkemiz dünya toplam bor rezervinin % 70'ine sahip. Bor'un bir çeşidi olan tinkal Eskişehir'in Kırka bölgesinde yoğun olarak bulunuyor. Kolemanit cevheri de Kütahya-Emet, Balıkesir-Bigadiç ve Bursa-Kestel bölgelerinde yer alıyor. Türkiye'nin 1999 yılındaki tabii boratlar toptan ihracatı 121 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye 1999 yılında toplam 30 sanayileşmiş ülkeye bor ve kimyasalları ihraç etti. Bor madenlerinin ruhsat ve saha işletme hakları 01.10.1978 tarih ve 2172 sayı ve 10.06.1983 tarih ve 2840 sayılı kanunlar gereğince Eti Holding Anonim Şirketi'ne ait. "Devletçe İşletilecek Madenler Hakkında Kanun"la, 2172 sayılı kanunun 2.maddesinde yer alan "bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır" ibaresi gereği bor sahaları ve bor türevleri işletmelerinin özelleştirilmesi mümkün değil. Eti Holding'in aniden özelleştirme kapsamına alınması, bünyesinde bulunan yüksek kar marjlı bor işletmeleri nedeniyle, yurt dışından pek çok değişik çevrenin ilgisini çekti. Birer dev sanayi ülkesi olan batı dünyasının, sanayilerini ayakta tutabilmek için muhtaç oldukları bor madenine Türkiye'deki bor işletmelerinin özelleştirilmesi yoluyla ulaşabilmeleri ihtimalinin ortaya çıkması pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Bor işletmelerinin, yurtdışından gelen baskılar sonucu özelleştirme kapsamına alındığı, yapılacak ihalenin kuralına uygun olmayacağına dair söylentiler de hâlâ gündemdedir. Ekonominin vazgeçilmezi Özelleştirilmek istenen Eti Holding 2000 yılında 30 trilyon liralık harcamayla, 83.8 trilyon lirası iç satış,147.1 trilyon lirası dış satış olmak üzere toplam 231 trilyon liralık hasılat elde etmiştir. Yılda 700 bin ton ham, 350 bin ton rafine bor ürünleri satışı gerçekleştiren Eti Holding'in küçük bir teknoloji yenileme operasyonuyla mevcut üretimini ve satışını kat be kat artırabileceği söylenmektedir. Bor madenlerinin özelleştirilmesiyle, bu büyük ulusal servet yabancı sermayenin eline geçecektir. Dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi yabancı sermaye bu stratejik maddeyi işlemek için kaynağında tesis kurmak yerine kendi ülkesine götürerek işleyecek ve Türkiye kendi elleriyle kendi servetini gelişmiş sanayii ülkelerine teslim etmiş olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.