Keşke ona güvenmeseydim

A -
A +

Derler ki "İnsanoğlu çiğ süt emmiştir" Ne demek ki bu? Çiğ süt emen çiğ iş mi yapar? Ne yapar? Çiğ süt emenin ne yapabileceğini Avusturya'dan Yakup Çobanoğlu'nun dramını okurken hep birlikte göreceğiz. "Yıl 1980... Vatani görevini ifa etmiş, hayat denen uzun, ama gerçekte kısacık olan yolun da önemli bir dönüm noktasına gelmiştim. İşte bu kavşakta, ideallerimi gerçekleştirecek, geçimimi temin etmede hedefe ulaştıracak istikameti seçmek durumundaydım. Artık benim için yeni bir dönem başlıyordu... Fazla birşey istemiyordum. İleride evlenecektim. Hayat arkadaşıma ve doğacak çocuklarıma insanca yaşayabilecekleri bir ortam hazırlamak, onları kimseye muhtaç ettirmemekti tek hedefim. Bu ortamı hazırlamak üzere de mesleğim üzerine küçücük bir dükkan açmak istiyordum. Ama kimseye muhtaç olmadan, kimseye boyun eğmeden bu işi nasıl başarabilirdim? Bu durumu çok sevdiğim, hatta beni asker ocağında iken harçlıksız bırakmayan canım ağabeyime açtım. Bana dedi ki: -Avrupa'ya git. Ağabeyimin de teşvikiyle Avrupa'ya gitmeye karar verdim. Bu benim için bir bakıma umut yolculuğuydu. Amacım da şuydu: "Birkaç sene çalışır üç beş kuruş para kazanırsam, Türkiye'ye döner kendi işimi kurarım." Anamın babamın ellerini öpüp dualarını aldıktan sonra yola koyuldum. Bir zamanlar ecdadımın kapılarını zorladığı Viyana'daydım. Mesleğimin bana verdiği avantaj ile, ertesi gün kaçak da olsa iş bulmuş ve çalışmaya başlamıştım. Hiç kimsem yoktu. Gurbet elde yapayalnızdım. Ama ben sıcakkanlı ve karşısındaki insanla hemen diyalog kurabilecek bir yapıda olduğum için, kısa zamanda birçok kişi tanıdım. Hatta bunlardan birinin yardımıyla da bir hafta gibi kısa bir sürede çalışma iznine de kavuştum. Allahım benden mutlu insan yoktu. İşlerim çok iyi gidiyordu. Bulduğum her işte ve her yerde çalışıyor ama kazandığım parayı har vurup harman savurmuyordum. Para biriktirmek için gelmiştim çünkü... Zaten yola çıkarken kendi kendime söz vermiştim: "Her türlü güçlüğe katlanacaksın!" Evet, ne pahasına olursa olsun başarmalıydım. Aydınlık ve güzel günlerin beni beklediğini düşündükçe, yorgunluğum hafifliyor, içimde yanan vatan hasreti denen volkana da su serpiyordum. Bugün yarın derken, birgün hiç beklemediğim bir telefon geldi. Telefondaki ses, Türkiye'den Viyana'ya yeni gelmiş olan ve kendisi konuşma özürlü damat beyin sesiydi. Yani eniştemin sesi... Hem şaşırdım hem sevindim... Ne de olsa bir yakınım olacaktı yanımda... Nereden bilebilirdim ki, o telefon aslında benim kâbus dolu günlerimin habercisi olduğunu... Gidip bulunduğu yerden aldım. Gelirken bana sormamıştı. Ama madem ki buraya kadar gelmiş, onunla ilgilenmeliydim. Yalnızlığın ne olduğunu ben biliyordum çünkü. İş başa düşmüştü bir kere... -Vay enişte hoşgeldin. Yel mi attı sel mi? Sarıldık kucaklaştık. Aldım evime getirdim... O akşam vatan hasretini giderdik. Sağdan soldan konuştuk. Tabii onun da iş aradığı belliydi. Ama elinde herhangi bir mesleği yoktu. O bakımdan ha deyince ona iş bulmak imkansızdı... Hele bekleyelim bakalım dedik... Bu arada her gün beyefendinin cep harçlığını veriyor, cebine de iki paket Marlboro sigarasını koyuyordum. Çok çalıştırıp az para verirler, hakir görürler diyerek de, onuru kırılmasın diye teselli ediyordum: -İyi bir fırsat çıkana kadar çalışmak zorunda değilsin. Merak etme. Bu haline de üzülme. -Çok mu zor? -Ben buraya geldiğimde turisttim. Almanca bilmiyordum. Usta olarak çalıştırıp çırak parası veriyorlardı. Bunu sineye çekerek bu hale geldim. O bakımdan senin de böyle olmanı istemiyorum. Bana teşekkür etti. Bu arada bir an önce onun da bir işçi kartı alması için çareler araştırıyordum. O kadar kendine acındırıyordu ki, zaman zaman gelen giden müşterilerime onun adına yalvardığım anlar oluyordu. Derken Avusturya'da yabancılara vize uygulamaları başlamıştı. Çalışma izni de vermiyorlardı. Yalnız işverenler vize alabiliyordu. Şimdi ne yapıp da ona vize almalıydım. Aklıma bir fikir geldi. Ah ne kadar yanlış bir fikirmiş... Keşke ona bu kadar güvenmeseydim.. * DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.