Soruyorum herkese?

A -
A +

(Dünden devam) Hemşire hanım doktorun telefonlarını vermeyince ben de gidip, acil girişindeki nöbetçi memurdan ricada bulundum. Doktorun telefonlarını aldım. Ama doktora telefonda bir türlü ulaşamadım. Saat 23.30'da babamın kusması devam ediyordu. Ama bu defa ağzından gelen siyah renge yakın bir şeydi. Bu beni endişelendirdi. Hemen acilde nöbetçi olan uzman doktora koştum ve durumu anlattım. O da hastamızın yanına kadar geldi. Hemşireye bir iğne yapmasını söyledi. Hemşire kendisinin iğne yaptığını, bu durumu doktor beyin öğrendiğinde hiç hoş karşılamayacağını söylenerek, "Neden gidip durumu nöbetçi uzman doktora anlattığıma" dair sitemde bulundu. Nöbetçi doktor ise, ben kendisine hastayı görmesi için yukarı gelmesini söylerken, belki beni endişelendiren o ağızdan gelen siyah sıvıya bakar diye ümitleniyordum. Ben işaret ettiğim halde lütfedip bakmadı. Dedim ki içimden, "Herhalde önemli olsaydı gereğini yapardı" Zaman zaman hastamızın yanında yakınlarımızdan iki kişinin beklemesi sebebiyle ben de nöbetçi hemşirelerin dinlenmesi için ayrılan odanın yakınlarındaki bir masada oturuyordum. Bir bayan hasta sürekli, "Hemşire, personel!" diye feryat ediyordu. Bu durum yaklaşık bir saat sürdü. Ben hastanın sayıkladığını düşünüyordum. Ses biraz daha yakından gelince baktım ki, iki büklüm bir yaşlı kadın. Yanına yaklaştım. Derdini sordum. Dedi ki: -Kendimi çok kötü hissediyorum. Hemşire gelsin bana yardımcı olsun, yoksa çatlayacağım. Hastanın sağ kolunda serum ya da benzeri bir şey takılıydı. Ben kadıncağızın elinden tutup, iki oda ilerideki hemşire odasına kadar götürdüm. Hemşirenin hastanın sesini duyması mümkün değildi. Çünkü uykudaydı. Çünkü kapıyı gözlerini oğuşturarak açtı. Kadını dinledi. O da bir müdahalede bulunmadan "Muhsin efendi!" diye seslenerek -ki muhtemelen doğrudan sağlık hizmetleriyle ilgili olmayan bir personele- yaşlı hastayla ilgilenmesi talimatını vererek tekrar odasına kapandı. Babamın inlemeleri kulaklarımdan hiç gitmiyor. Ama herhalde bazı personeller sık sık hastalarla karşılaştıkları için bu sesleri ciddiye almıyorlardı. 25 Haziran saat 16.00'ya doğru ablam, hastamızın odasının önünde beklediğim bir anda gelerek, babamın kustuğunu, burnundan da aynı renkte siyah bir sıvının geldiğini anlatıyordu. O heyecanla bunu anlatırken, içerideki ablamın feryadını duydum. -Gitti babam gitti!.. Odaya girdiğimde babamın can verdiğini gördüm. Feryadımızı duyan nöbetçi hemşire ve yanındakiler, artık ne yapacaksa, oksijen tüpünü getirerek birşeyler yapmaya çalıştılar ama nafile. Nabız ölçüldü. Çıkan değer sıfır. İşin ilginç tarafı babamı kaybettikten yedi veya sekiz dakika sonra telefonla bir türlü görüşme imkanımız olmayan Uzman Doktor yanımızdaydı. Bana onun telefonunu (bilmiyorum diyerek) vermekten kaçınan hemşire mi çağırmıştı kendisini? Tabii ki o çağırmıştı. Çünkü biz 4. kattaki servisteyiz. "Allahtan bulsunlar ihmali olanlar" dedim bir ara. Ama bu kadar ihmalkârlık, sorumsuzluk ve vurdumduymazlığı bir türlü hazmedemedim. Sizin gazetede yazdığınız o hatıradan ilham alarak bu uzun yazıları yazmaktan kendimi alamadım. Şimdi soruyorum kendi kendime. Belki zamanında birşeyler yapılsaydı. İhmalkâr olunmasaydı, herkes görevini yapıyor olsaydı babam yaşar mıydı acaba? Bu nahoş olaylar yaşanırken Tortum Sağlık ocağında medyadan bir ekibin bulunduğunu o günün nöbetçi doktoru öğrenseydi evinden yalınayak koşarak gelmez miydi? Özel muayenehanesinde kolayca bulduğumuz doktorumuz, yine aynı durumda riyakârlık adına da olsa, gelip hastamızı bir yoklamaz mıydı? Yine, bir tek gazetecinin dahiliye servisinde bulunduğunu sezen bir nöbetçi hemşire odasında uyuyabilir miydi? Evet, insan gibi insan, adam gibi adam yetiştirebilseydik, kafamızda acabalı sorular cirit atmazdı. İşte bu ülkeye 25 yıl hizmet etmiş bir insanın hazin sonu. 2000'li yıllarda, babamı göz göre göre kaybettik. Ülkemizin en büyük problemi enflasyon değil, yolsuzluk değil, hırsızlık değil, sadece ve sadece insan gibi insan yetiştirememiş olmamızdır. Ağzımız açık baktığımız Batı'yı medeni yapan tek şey, insana insan gibi kıymet veriyor olmalarıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.