Kasap Vehbi

A -
A +

Bugün, Malatya'dan Mehmet Ali Cengiz'in yıllar önce şahidi olduğu bir hatırasına yer veriyoruz. "Yıllar var ki ilçemizde, Kasap Vehbi'nin balının dışında bal satılmaz. Hatta başka balın sözü bile edilmez. Güz gelince ön tarafında Kasap Vehbi yazılı kocaman bir kamyon gelir, Kasap Vehbi'nin elinde listesi vardır. Özel kaplarında ve bir kısmı da kovanda çıtalarıyle balları günlerce dağıtır. Listesinde parayla sattıklarının yanında ikram edeceği dostları ve yardım edeceği fakir fukara da vardır. Kasap Vehbi çoklarının yanında artık Balcı Vehbi olmuştur. Onun evvelini bilmeyen yeni yetmeler ve ilçeye sonradan gelen memurlar, onu hep Balcı Vehbi olarak bilirler. Kasap Vehbi, mahalleden hem komşum hem de arkadaşım olur. Çarşıda bir kasap dükkanı vardı. Dükkanında bir kütüğü, birkaç tane de bıçak ve masadı, hemen yanında da satırı bulunuyordu. Ön tarafta vitrinde birkaç tane çengel sallanır dururdu. O zamanlar soğutucu ve kıyma makinesi gibi aletler yoktu. Kasap Vehbi kış olsun yaz olsun her sabah mal pazarına gider, ağzında sigara elleri arkasında başlar satılık hayvanlar arasında dolaşmaya. Herkes tanır onu. O gözüne kestirdiği bir satıcının elinden tutar, sattığı koyun keçi kuzu veya danayı pazarlık yapıp alır, sonra da satıcıya dönerdi: "Gardaş öğle namazından sonra gel al paranı" Böyle der ve aldığı malı indirirdi dere kenarına. Kesip bir sırığa geçirdikten sonra, birisiyle dükkana getirtip çengellere asar. Etleri ustalıkla parçalar onlara şekil verir. Alır etleri, kiminin iş yerine, kiminin evine götürür teslim ederdi. Kendisinin belli müşterileri vardı. Birkaç saat içinde etler yerini bulurdu. Malın satıcısı öğle namazından sonra gelir parasını alır. Kasap Vehbi'ye malını satan öğle saatinde parasını alacağını bilir o da işlerini ona göre ayarlar. Borcunu ödeyen Kasap Vehbi, kârının yarısını koynundaki özel cebine koyar. Öteki yarısı ile doğru gider klübe. Ayırdığı o parayı orada harcar, kaybetti ise, evi için ayırdığı paraya katiyen el sürmez. Akşam eve giderken birşeyler alıp götürür. Asla eli boş gitmezdi Bir tarafı yıkılmış toprak bir evden başka varlığı yoktu. Kasap Vehbi'nin ilkokulda okuyan iki çocuğu vardı. Geçim sıkıntısı içindeydi. İlkokulun başöğretmeni, yani okul müdürü, komşumuz Kasap Vehbi'nin de müşterisidir. Durumunu çok iyi bilir. Çocuklarının çektiği sıkıntının farkındadır. Bir gün Kasap Vehbi'yi okula çağırır: -Komşu, okul tatile girer girmez arıcılık kursu açıyoruz. Bak işte seni listenin başına yazdım. Bundan böyle kesim ve satım işlerini daha erken bitirip derse geleceksin. Kasap Vehbi başöğretmenin dediği gibi yapmaya başladı. Büyük bir hevesle kursa katıldı ve birincilikle bitirdi. 1960'ların başında Ziraat Bankasına ilk kez fenni arı kovanları gelmişti. Birinci gelen Kasap Vehbi'ye iki kovanı ikramiye olarak verdiler. Birileri de iki kovan arı getirdi. Başöğretmen kefil oldu, Ziraat Bankası da kredili kovan verdi. Kasap Vehbi olmuştu Balcı Vehbi. Vehbi'yi arıcılık aşkı tam manasıyla sarmıştı. Geceleri bile başlarından ayrılmıyor, kovanların bakımını yapıyor, ilaçlarını veriyor, ana arı bey arı üretiyor, oğul veren arıları yeni kovanlara alıyordu. Arı dostu olmuştu. Arıları avuçluyor da bir tanesi bile sokmuyordu onu. Birkaç sene Tohma kıyısında yürüttü bu işi. Balcı Vehbi artık sığmaz oldu buralara. Arıları mevsimine göre gezdirmek gerekiyordu. Başladı çiçekli yaylalarda gezmeye. Bir de baktık ki Vehbi Çukurova'ya iniyor kışları. Arkasından Bahçe ilçesinden geniş bir portakal bahçesi almış. Portakal balı üretiyor, Çam balı üretiyor, aldığı kamyonlarla Erzurum Kars yaylalarında geziyor geziyordu. Artık klübe mulübe gidecek zamanı yoktu. Çocukları okumuştu. Yeni evleri, yeni yerleşim yerleri olmuştu. Özel arabaları olmuştu Vehbi'nin. "Arı sırrı, Ali sırrı. Koyun, at, arı, Allah sırrıdır" diyordu şimdi. Onun dilinden düşürmediği bir söz daha vardı: "Benim velinimetim başöğretmen" sözü idi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.