"Çarptığım kız ölecek mi?"

A -
A +

Umut, 17 yaşında bir genç kızdı. Annesi onu doğururken ölmüş, babasını ise beş yaşındayken kaybetmişti. Dedesi ve anneannesiyle yaşıyordu. Yarım yamalak devam ettirmeye çalıştığı eğitimi de imkansızlık sebebiyle son bulmuştu. Hiç olmazsa bir iş bulup çalışmak istiyordu. Ama iş dedikleri şey koca ilçede yoktu... Her zamanki gibi sıradan ve keyifsiz bir gündü. Sokakta, dalgın yürürken caddeye adımını atmasıyla aracın altında kalması bir oldu. Genç kızı ilçedeki tek hastaneye kaldırmışlardı. Ama polisler de vakayı kayda geçmişti. Eğer gerekirse sürücü gözaltına alınacaktı. Genç kıza çarpan Levent Bey, onun dalgınlığına rağmen kendini suçluyor, çok da korkuyordu. Çünkü kız ölür de gözaltına alınırsa beş yaşındaki hasta oğlu ve çaresiz hanımına kim bakacaktı? Bir müddet sonra doktor beyin kendisini çağırdığını öğrendi. Yüreği ağzında doktorun odasından içeri girdi. Doktor hayret içinde bir Levent Beye, bir elindeki tahlil sonucuna bakıyor ve "Allah Allah! Allah Allah!" diyordu. Levent'in yüreği ağzına gelmişti. "Yoksa çarptığım kız ölecek mi hocam?" diye kekeledi. Daha önce de hasta oğlu ile gelip gittiği için Levent Beyi tanıyan doktor hayret içinde konuşmaya başlamıştı: -Oğlum sen bu kazayı niçin yapmışsın biliyor musun? -İnanın elimde değildi. -Tabii elinde değil. Çünkü Allah aradığın insanı karşına çıkartmış. -Nasıl yani? Doktor "Allah'ın işine bak!" diyerek elindeki tahlil sonucunu gösterdi: -Genç kızın kan grubu, 0 Rh (-) gördün mü? -İnanamıyorum, dedi Levent Bey. Doktor, "Ben de ona şaşıyorum. Koca ilçede haftalardır arayıp da bulamadığın kan bu" dedi. -Allah'ım!.. Güzel Allah'ım!.. -Evet. Cenabı Allah sana bu ufak kaza ile bu kan sahibi kıza ulaşmanı nasip etmiş gördün mü? Genç kızın durumu iyi. Akşama taburcu edilecek. Ama kendisi ile bu konuyu da görüşebilirsin. Artık orası ikiniz arasında. Levent Bey, bu kez sevinçten ağlıyor ve "İyi ki çarpmışım, iyi ki karşıma çıkmış" diye diye odada sevinçten dört dönüyordu. Evet, Levent Beyin beş yaşındaki oğlu Eren bir sene önce lösemiye yakalanmıştı. Oğluna 0 Rh (-) kan gerekiyordu. Ama bir türlü bulamıyorlardı. Umut ile bu kaza vesilesiyle tanışan Levent Bey hem genç kızdan özür dilemiş hem de kan vermesi için yalvarmıştı. -Karşılığında size elimden ne gelirse yaparım. Yeter ki bizi reddetmeyin. Genç kız ise sadece şunu söylüyordu: Benim iş bulmama yardım ederseniz sevinirim. Levent Bey, "İş aramak kan aramaktan kolay" diyerek kasabada Umut için iş aramaya başlamıştı. Bir hafta sonra aranan kan bulunduğu gibi aranan iş de bulunmuştu. Bu da bir cilve-i Rabbani olsa gerekti.. > Berna Yılmaz-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.