Kafama dank etti, kendime geldim!

A -
A +

Elli yıl evvel mecburi hizmet için Pervari Hükümet Tabipliğine atanmıştım. Siirt'e geldiğimde Pervari otobüslerini sordum. Gülümsediler. Meğer haftada iki sefer katır ile posta seferi varmış. Pervari'de ise aksine güzel bir sağlık ocağı görünce şaşırmıştım. Ne yazık ki burası yıllardır doktorsuzmuş. Köylere çoğu zaman katırlarla gidebiliyordum. Memleketim Niğde'de bağa giderken merkebe binerdik fakat ata hiç binmemiştim. Bir köydeki hastaya at ile gidecektim. Etrafımda hasta sahipleri, köye ulaştığımızda köylü büyük bir heyecan yaşadı: "Doktor Bey geldi, doktor bey geldi!.." Onlar coşkuyla bize doğru seğirtince at ürkmüş ve şaha kalkmıştı. İşte ne olduysa o anda oldu. Kendimi önce havada ardından yerde buldum. Kafam "Küüt!" diye yere çakıldı. Geçici bir şuur kaybı yaşamıştım. Birkaç dakika sonra başımda yıldızlar uçuşarak kendime geldim ama etrafımda herkes çığlık çığlığaydı: -Eyvah doktor düştü. -Hemen şehre götürelim. -Sırtımda bile taşırım, yeter ki ölmesin Allah'ım! Ağlayanlar, sızlayanlar, korkanlar... Hepsini işitiyordum ama kendime gelip de tepki gösteremiyordum. Üç beş dakika sonra yerimden kalkmayı başardığımda köylünün sevinci tariflere sığmazdı. Zavallı halk, hastasını unutmuş, hastaya giderken hasta olan doktorun derdine düşmüştü. Tepe üstü düştüğüm için beyin sarsıntısı geçirmiştim. Beyin kanaması da yaşayabilirdim. Ama bu sayede köylünün kendisine hizmet verene nasıl bir sadakatle bağlandığını, onun için nelere katlanabileceğini de görmüştüm. Kafama dank etmişti. Pervari'ye tayinim çıktığında yaşadığım üzüntüden dolayı kendimden utandım. Bu güzel insanlara hizmet etmek bir şeref olmalıydı. Oysa o dönemlerde buralara tayini çıkanlar türlü yollara başvurup gelmiyorlardı. Pervari'de doktor, hakim, savcı gibi üst seviye bürokratların katıldığı memur kulübü vardı. Akşamları bu bürokratlar halktan kopuk burada kağıt oynar, kafa bularak vakit öldürürdü. O yıllarda bizlerden bir kişinin, değil vakit namazına cumaya bile gitmesi tepkilere sebep olurdu. Bir millet ancak bu denli kendi kültürüne yabancı, bu denli kendisine düşman olarak bölük pürçükleşebilirdi. İşte attan düşünce, kafama dank etmişti. Köylünün bize saygısını görünce kendi hallerimi tahlile koyulmuştum. Büyük bir kültürel travma yaşıyoruz fakat her zaman travma aklı başa getirmez bazen ölüme de götürebilir diye düşünmeye koyuldum. Çocukken babamın arkasında namaza durmak beni nasıl sevindirirdi. Halbuki altmış yıl evvel üniversiteye başladığımızda kaldığım öğrenci yurtlarında namaz kılana rastlamıyordum. İmtihan kazandığımızda veya belli günlerde alkol alarak kutlama yapmak modernliğimizin (!) gereği, şartı gibi kabul görüyordu. Mezun olup görev yaptığımız bu yerlerde, Ankara'dan Bakanlıktan gelen yüksek bürokratlara, sağlık müdürümüzün önderliğinde ziyafet verirdik. 20-30 kişilik yemek masamızda sadece oralı bir doktor arkadaş hariç hepimiz kadeh tokuştururduk. O arkadaşa de sebebini hayretle sorardık. Bir kısmımız ise midesi kaldırmıyordur diye içten içe alay ederdi. O ise yalnız kaldığı için sıkılır, kızarır, bozarır doğru dürüst cevap veremezdi. Kendi yurdunda gariplik bu olsa gerekti. İşte 40-50 yıl evvel okumuşluk çoğunluğumuzda bu havayı doğurmuştu. Bizi bizden uzaklaştıran, kendi kültürümüzden kopartan, sinsi bir düşman eli mi vardı? Yine ne enteresandır ki uzmanlık için Pervari'den ayrılırken de mini bir at kazası atlattım. Hasret ve üzüntü içinde dostlarımla vedalaşıp bölgeden temelli ayrılacaktım. Belki yolun yarısına gelmiştik. Bindiğim at yine ani bir hareketle geri dönüp Pervari'ye doğru dört nala koşmaya başladı. At gemi azıya almış durduramıyordum. Sanki beni yollamak istemiyor gibiydi. Neyse yanımdaki iyi biniciler yetişip atı sakinleştirmişlerdi... Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay-Ankara > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.