Para dediğin alışverişin yağıdır

A -
A +

Muhasebecilik yaptığım iş yerimde patronla anlaşamayınca işsiz kalmıştım. Birgün beş gün evde oturabilirdim ama nihayetinde hayat devam ediyordu. "Ne yapsam ne etsem" derken şöyle morali bozuk gamlı kederli çarşıya doğru yürüdüm. İşsiz olmak meğer ne zormuş. Yolda karşılaştığın dostlara karşı bile ezik oluyorsun. Sağ olsun hatırı sayılır bir köylüm sayesinde tekstil piyasasıyla tanışmıştım: -Bak sana bir iş... Ufak görme. İyi para vardır. Şu gördüğün bütün Han'lar senin müşterin. Kapı kapı dolaşacaksın. -Yapma Şevki Dayı, ben hayatı boyunca masadan kalkmamış bir adamım. Kapı kapı nasıl dolaşırım? -Ne dolaşması oğlum. Kapı kapı insanlara dil dökeceksin. "Abi elimde tam sana göre bir mal var" diyeceksin. -Nerden bileceğim ona göre olduğunu? -İşte siz okumuş yazmışlar böylesiniz. Her şeyi ders kitaplarındaki gibi sanıyorsunuz. Oğlum, adamın ihtiyacı olup olmadığını bırak da o söylesin, sana ne? -Yani ezbere... -Yemezler ya seni oğlum. Bu, insanın kendine güvenini getirir. Karşıdakiyle dost olmanı sağlar. Yeni yeni insanlarla tanışırsın. Para dediğin alışverişin yağıdır. Alışveriş yapmazsan yağlanamazsın. Bu esnada karşıdan gelmekte olan bir müşteri için oğluna seslendi: -Bak Cihat, şu gelen müşteri alıcı. Ayağa kalk ilgilen. Hakikaten gösterdiği adam geldi, mağazadan içeri girdi. Biraz sonra da hayli yüklü mal siparişi verip gitti. Dedim ki; "Sen nerden anlıyorsun hangi insanın nasıl bir müşteri olduğunu?" Güldü. "Esnaf anlar oğlum" dedi. Ardından yarım saat içinde en az üç dört çeşit insan tipi saydı: -Bak şu, seyircidir. Bakar bakar gider. Şu kararsız. Ne yapacağını bilmiyor, iyi davranıp ikna edersen müşterin olur. Şu piyasa yoklamaya gelmiş. Şunun cebi para dolu... Şunla ilgilenmeye bile değmez... Şaşırıp kalmıştım... Derken onun verdiği güven ile elimde bir iki kumaş numunesi, hanları dolaşmaya başladım. Acemiliğim hemen belli oluyordu ama geldiğim dükkanın ve Şevki Dayı'nın adını söylediğimde herkes ciddiye alıyordu. Vay be Sultanhamam... Nasıl da çekivermişti beni kucağına... Ticaret, enteresan ve akıl almaz bir mektepti... Diyelim ki şu Han'da altmış top parça kumaştan daha yeni haberin olmuştur. On dakika sonra hemen yanındaki Han'a girdiğinde onu pazarlayıvermişsindir. Öte yandan elinde aylarca duran en güzel parçaya kimse talip olmamıştır. Derken bu işte pişmiştik. Artık bırakın bulunduğumuz civarda han dolaşmayı, şehir şehir kasaba kasaba dolaşıyor, değişik illerden ilçelerden müşteriler buluyor, dostluklar kuruyorduk. Zamanla herkesin nasıl biri olduğunu da anlamaya başlamıştık. Ayda bir piyasaya çıkıp hem sipariş alıyor hem de önceki teslim edilen malların tahsilatını yapıyorduk. Kastamonu'da bir müşterim Hacı Amca vardı. Kapıdan içeri girip selam verdikten sonra: -Önce şu paranı al. Sonra muhabbetimizi yapalım, derdi. -Ya Hacı Amca daha selam vermeden ne acelesi var? Gün görmüş Hacı Amca şöyle izah ederdi: -Evladım, sen buraya nihayetinde tahsilat için geliyorsun. Tamam paran kasada. Ama sana ödeme yapmadığım her dakikada, beni ne kadar dinliyorum desen de, kafan paraya takılı kalacak. -? "Ya acaba verebilecek mi? Acaba bu sefer temin edemedim, sonra gel derse? Acaba acaba acaba..." Bu düşünceler beyninde iken şurada yapacağımız muhabbetin tadını alamayacağız. O bakımdan önce paranı al. Kafandan bunu at. Sonra da muhabbetimizi edelim, yemeğimizi yiyelim. Dostluğumuza dostluk katalım." Aslında ne doğru söylüyordu. İnsanın kafasında para var iken hep onu düşünüyordu. Hacı Amca'nın tecrübesi ne kadar isabetliydi. Bu ne hoş bir gelenekti. Bu ne dürüst bir ahlaktı... Anadolu insanı hakikaten yakın zamana kadar çek nedir senet nedir bilmiyordu. Söz veriliyor, "söz" o kimsenin boynunun borcu oluyordu... Şimdi "söz" yok çek senet var. Ama ticaretin de alış verişin de tadı yok... Ahmet Yavaş- İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.