"Bu kız kimi istiyor?.."

A -
A +

Çok mutlu anılara imza atmış bir nikâh memuresiyim. Enteresan anılarım var. Nice sevinçlere nice hüzünlü beraberliklere şahit oldum. Ama içlerinden biri var ki halen hafızamda. Hatıramı okurken masal ya da bir hikâye kitabından öykü anlattığımı zannetmeyin. Hayır, bu ne bir hikâye ne bir masal kitabından alınmıştır. Tamamen yaşanmış hatıradır. Bir genç kız vardı. Daha yeni mezun olmuştu tıp fakültesinden. Tanıdığı yakın çevresi, komşuları, herkes bu kızı oğluna almak sevdasıyla yanıp tutuşuyordu. Öyle ya, zenginlik dersen onda, mal mülk onda, boy pos desen onda. Güzellik onda, zekâ onda. Üstelik bir evin bir kızı. Meslek mi? Canım bu devirde doktorluktan daha iyi meslek mi olur? Bundan iyisi can sağlığı demişler. E böyle dört dörtlük bir kızı kim gelin etmek istemez? Herkes böyle bir gelini olsun ister istemesine ama bakalım bu kızın gönlünde kim var? Bu kız kimi isteyecek? Öyle ya, bir de kendisine sormak gerekmez mi? Derken onca taliplisini elinin tersiyle iten genç ve güzel doktor kız, diye diye bir taksi şoförüne "peki" deyiverir. Ailesi bu söze inanmaz. Şaka zannederler. İş ciddiyete binince annesi küplere biner: -Sen aklını mı oynattın kızım? Senin gibi bir doktor taksi şoförüyle evlenir mi? -Neden evlenilmesin anne? Ben onunla evlenmek istiyorum. -Kızım sen bir doktorsun. Bizim belli bir çevremiz var. Eğitimlisin, kültürlüsün. Bu ne yakışık almaz ısrardır canım? -Ne söylersen söyle anneciğim. Beni ikna edemezsin. Ben bu kararı pat diye vermiş değilim. Enine boyuna düşündüm. Sonra da gönül rahatlığıyla kararımı verdim. -Madem bir taksici için bizi ailemizi, sosyal çevremizi, itibarımızı beş paralık etmekten hiç çekinmiyorsun. Şunu bil ki biz de gözünün yaşına bakmaz, seni evlatlıktan reddederiz. -Ne ederseniz edin, beni o taksi şoföründen vazgeçirtemezsiniz. -Kızım bizim fark edemediğimiz ne özelliği var? Ne buluyorsun o şoförde sen? Doktor genç kız bu soruyu bekliyordu. Gerçekten enteresan olan, belki çok genç kızın düşünüp de açıklayamadığı, belki çok erkeğin gizliden gizliye arzulayıp ulaşamadığı duyguları açıklamaktan çekinmedi: -Anneciğim o genç, bizim çevremizde tanıdığımız, entel havalarında uzun saçlı, kulağı küpeli, sakız çiğneyen kadınsı gençlerden değil. O kız arkadaşından bir "aferin" alabilmek veya onu bir kerecik olsun güldürebilmek için okul çıkışında, otobüste, şurada burada maymunlara bile taş çıkartacak kadar şaklabanlık yaparken çevresinde kendisini tiksinerek seyreden insanları bile fark edemeyen palyaço ruhlu gençlerden değil. O, duruşuyla oturuşuyla sözleriyle tam bir Anadolu erkeği. Yani hiçbir şekilde kadınlaşmamış net bir delikanlı. Ben onu tanıyana kadar çevremdeki erkeklerden de erkek milletinden de nefret ediyordum. Bana göre kadın, nasıl kadınca hareketleriyle güzel olursa, erkek de erkekçe hareketleriyle erkekleşir. Bana göre erkek dediğin "yiğit" olmalıdır. "Ciddi" olmalıdır. "Vakur" olmalıdır. Paralı olmuş, şöhretli olmuş veya şusu varmış busu varmış hiç önemli değil. Evet, size göre o bir taksi şoförü. Sizin bildiğiniz anlamda hiçbir özelliği yok. Ama bir özelliği var. Erkek... Ben bu özelliği, milyonlarla milyarlarla değişmem. Ben kadın isem erkek olanla evlenirim... Annesi kızına diyecek bir şey bulamıyor ama kızın bu garip fikirlerini efsunlamışlar, büyülemişler diyerek kocasına açıyor. Bunun üzerine aile genç doktor kıza yoğun bir baskı uyguluyor. Ama beklemedikleri bir sonuçla karşılaşıyorlar. İdealist bir yapıya sahip genç kız bir gün akşam eve gelmiyor. (Devamı yarın) >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.