Bir yudum mutluluğu özlüyorum...

A -
A +

Lise son sınıfa gittiğimde eğitim sisteminde değişiklik olmuştu. Meslek liselerinin katsayısı düşürülmüş ve meslek lisesi öğrencileri sadece kendi alanlarına dair bölümleri seçebilecek denilmişti. Bir yandan da gündemdeki başörtü meselesi bizim başımıza ciddi sıkıntılar çıkartmıştı. Birçoğumuz inançları-idealleri ve ailesinin istekleri arasında gel-gitler yaşamaya başlamıştı. Hangi kararı alsak bunlardan biri mutlaka tepki gösteriyordu. Belirsizlikler, kararsızlıklar, gelecek kaygıları gerilimler yaşattı bize. Birçoğumuz sağlığımızdan olduk. Çok stresli günlerdi. Kazanıp da üniversiteye gitmemekten, kaybedip evde oturmak zorunda kalmaktan çok korkuyordum. Çok zorlu bir yıldan sonra istediğim bölümü kazandım. Ama tüm engellere rağmen ilk 300'e girdiğim halde, puan kırılması yüzünden kazanamayan on binlerin içine katıldım. Meslek liseli olduğum için. Bu süreçleri yaşarken yakalandım işte bu amansız derde. Şimdi ise bir türlü yakamdan atamıyorum. Bağırsaklarım çalışmıyordu. Tuvalete çok zor çıkıyordum. Doktorlara gittiğimde bir sürü tetkik tahlil ve filmler çekiliyordu. Hiçbir fizyolojik bulguya rastlanmadığı söyleniyordu. O kadar moralim bozulmuştu ki... Yaşadığım çok açık bir problemdi aslında. Ama hiçbir şey olmadığını söyleyip bana anlık teselli edici çözümler sunup gönderiyorlardı. Tıbbın söyleyecek sözü yok muydu bu konuda? İyileşmeyi çok fazla istediğim halde bir türlü istediğim sonucu niçin elde edemiyordum? Meselemin psikolojik gerilim sebebiyle olduğunu ve stresten uzak durup bu problemi çözebilecek kişinin yine kendim olduğumu söylüyorlardı. Tıp ilerledi desek de ne yazık ki içimde olup biten psikolojik problemlerime müdahale edip beni bu sıkıntıdan bir türlü kurtaramıyordu. Hayata bakış açılarımı bile değiştirdim. Üzülmemeye çalışıyor, kendimi sıkmamak için uğraşıyordum. Ama ara ara düzelip tekrar aynı hale geliyorum. Hele gittiğim bir doktorun ömür boyu böyle yaşamak zorunda kalacağımı söylemesi son derece sarsmıştı beni. Hayat gerçekten çekilmez hâle geldi benim için. İyileşemeyeceğime her geçen gün daha fazla inanmaya başladım. Yaptığım hiçbir çaba bir işe yaramıyordu. Bu nasıl bir şey, bir türlü anlamıyorum. İçimde beni altüst eden bir şey vardı ve bu durum kimse tarafından görülmüyordu. Gitgide baş ağrıları, halsizlik, isteksizlik, yorgunluk, el titremeleri, unutkanlık, konuşurken zorlanma gibi daha kötü belirtiler ortaya çıkmaya başladı. Bütün vücut mekanizmam kontrolden çıkıyor gibi ve önleyecek hiçbir tedbir söylenmiyor bana. Kendimi çaresiz hissediyorum. Artık yemek yemekten nefret ediyorum. Hâlâ iyileşebilir miyim bilmiyorum. Buna inanmak çok zor benim için? Çünkü çok hayal kırıklığına uğradım. Sadece iyileşme umudumu korumak istiyorum. Artık aynı problemle bir kez daha karşılaşmaya tahammül edeceğimi zannetmiyorum. Hayat sadece ağrılardan ibaret olmasın artık ne olur. Aklım sürekli bu problemle meşgul... Kitap okumayı, film seyretmeyi, arkadaşlarla sohbet etmeyi gezmeyi çok sevdiğim halde günlerce, çoğu zaman hastalığımın bana hissettirdikleriyle ilgili yazılar yazıyorum. Kendimi güvensiz hissediyorum. Ne geleceğe dair planlar yapmaya cesaret edebiliyorum, ne de kendime nasıl yardım edeceğimi biliyorum. Oysa bir an için bu yaşadığım gerçekleri görmezden geldiğimde kendimi bir sürü hayalin içinde buluyorum. İnsanı yaşatan şey belki de ne olmak istediğine ilişkin hayalleridir. Keşke psikoloji alanında derinleşerek orijinal yeniliklere öncülük yapabilsem... Rumuz: "Bir yudum mutluluk"-İstanbul >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.