İnsan hiç sevdiğinden intikam alır mı?

A -
A +

"Askerde iken tanışmıştım... İlk başta diğerleri gibi görünse de o bana göre çok farklıydı. Ne olduğumu anlamadan ona deli gibi tutulmuştum. Öyle ki onu tanıdıktan sonra gözüm başka bir şeyi görmez olmuştu. İlk başta her şey çok güzeldi. Tatlı bir rüyada gibiydim. Uyanmak istemesem de uyanamıyordum. Ondan aileme de bahsettim. Haklı olarak "tanımadan tanışmadan olmaz" dediler. Bunun üzerine onun için ailemden ayrıldım. İşim yok, param yok, âdeta sokaklarda yatıp kalktım. Aylarca iş aradım. İş bulduğum andan itibaren de kazandığım parayı onunla konuşmak için telefona harcadım. Onunla konuşabilmek için hiçbir masrafı gözüm görmüyordu. Bir seferlik konuşmamda, kontörlü telefona tam yüz dolar para ödediğimi biliyorum. Ama onun için hiç önemi yoktu. Ben, tam evlilik planlarımı yapıyordum ki, o bana bir başkasıyla evleneceğini söyledi. Şaşırdım kaldım. Oysa o da beni seviyordu. Dediğine göre annesinin sözünden çıkamıyormuş. İnanın, askerde iken bana gelen para ile onun ihtiyaçlarını karşılardım. Her hafta babamdan para isterdim. Bu haberi duyunca dünyam yıkıldı. O ânı asla tarif edemem. Ne diller döktüm, ne çok yalvardım. Beni dinlemedi. Son sözü, "Seni seviyorum fakat evlenmeye mecburum" oldu. Yapacak bir şey yoktu. Neticede o evlendi. Ben birkaç ay daha süründüm. Her şeye rağmen hayat devam ediyordu. Tekrar bir işe girdim. Çalıştım çabaladım mütevazı bir iş yeri açtım. Hiç kimseden yardım istemeden hayatla savaştım. Ama onu asla unutamadım... İki yıl aradan sonra duramadım ve aradım. Annesine not bırakıp, bir kez olsun beni aramasını rica ettim. "Bir kez olsun sesini duymak, yaşadığını bilmek istiyorum" dedim. Beni aradığında ağlıyordu. Çok mutsuz olduğunu söylüyordu. Ailesi de yaptıkları hatanın farkında olmalı ki ses çıkartamıyordu. Dedim ki: -Ben senden başkasıyla evlenmeyi asla düşünmedim. Halen de düşünmüyorum. Eğer mutsuzsan ve ayrılırsan seninle evlenirim. Şayet mutluysan; ömür boyu yanarım ama kaderimiz böyleymiş, elden ne gelir, derim... Bunun üzerine, şiddetli geçimsizlikten ayrılacağını söyledi. Daha ben demeden zaten o her şeyi nizalı olduğu eşine anlatmış. O da kabul etmiş. Beni bulundukları şehre çağırdılar. Hiç düşünmeden gittim. Onlarda üç gün misafir kaldım. Ardından mahkeme masraflarını da verdim ve İstanbul'a döndüm. Sonra annesi ve teyzesi yanıma geldiler. Ben yeniden bir dünya kurmanın hayaliyle ev tutmuşum, eşya düzmüşüm. Dört gözle haber bekliyorum. Fakat o ayrılmadı. Bir gazetenin dert köşesine durumunu yazmış. Dert dinleyici de ona demiş ki: "Senden intikam almak için böyle bir yol deniyordur. Sakın inanma ve yuvanı bozma. Çözülmedik problem yoktur, kocanla aranı düzeltmeye çalış!.." Böylece ondan ikinci bir darbe daha almıştım. Bir daha da kendisine ulaşamadım. İnsan hiç sevdiğinden intikam alır mı?.. Ben onun için evimi ocağımı terk etmiştim... Aradan beş sene geçtikten sonra ailemle tekrar barıştım. Ailem bana, "değer miydi oğlum?" dediğinde bir kez daha kahroldum. Oysa ben hayatımın en büyük mücadelesini kaybetmiştim. Şimdi mi? Bir başkasıyla evlendim. Şu anda arabam da var işim de var, her şeyim var. Eşimden de memnunum. Ama onsuz hayatın tadı yine yok, yine yok. Hiçbir şeyden çekinmeden onu çok sevmiştim. Dünya bir yana o bir yanaydı. Ben ondan başkasını sevmedim sevemedim. Belki evlenirsem unuturum sandım. Ama olmadı. Bazı arkadaşlar güya âşık oluyor. Bir süre sonra da ayrılıyor. Bir daha birbirlerini tanımıyor. Demek ki onlar hoşlanmayı aşk sanıyor. Rumuz: "Aşk esiri"-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.