Eşimi de seviyordum, işimi de...

A -
A +

“Bire bir konuşup anlattım onlara; ne yaptığımı, niçin yaptığımı. Güzelce anlatınca anlıyorlar...”

Öğretmenler Günü anısına, Hasanoğlan’dan öğrencim, emekli öğretmen Raziye Aydemir Arslan’ın 48 yıl aradan sonra ziyaretinde anlattıklarını sizinle paylaşmaya devam ediyorum:

“-12 yıl köylerde çalıştım. İkinci yılımda evlendim. Üçüncü yıl çocuğum oldu ama ne evimin işini aksattım; ne okulun, ne de yavrumun bakımını… Bütün mesele sevmekte öğretmenim! Eşimi de seviyordum, işimi de… Çocuğumu da seviyordum, öğrencilerimi de… O nedenle, yaptığım hiçbir iş zor gelmedi bana. Aksine zevk alarak, kıvanç duyarak yaptım her şeyi...

Çocuklarının eğitimiyle ilgili bazı aileler tedirgindi. Okula göndermek istemeyenler vardı… Bire bir konuşup anlattım onlara; ne yaptığımı, niçin yaptığımı. Güzelce anlatınca anlıyorlar. Hatta özür dileyenler oldu. Ders yılı sonunda ilçeleri Sandıklı’yı, illeri Afyonkarahisar'ı bile görmemiş öğrencileri Ankara’ya götürdüm. O güne kadar kimsenin yapmadığı, yapmaya cesaret edemediği bir geziydi bu. Sonraki yıllarda da devam ettirdim bunu..."

Bugüne göre düşünüp de hafife almayın sakın. 1970’li yılları anlatıyor Raziye Arslan. Şaka değil, 40 yıl öncesinin Afyon’u… Afyon’un Sandıklı’sı… Sandıklı’nın bir köyü…  Mesleğini ve öğrencilerini seven bu öğretmenin beş öğrencisi birden “Öğretmen Okulu” sınavını kazanıyor ki, az şey midir bu?

Afyon merkezine atanınca, kendisi gibi Hasanoğlan mezunu eşi Orhan Öğretmen’le birlikte bir “Folklor Ekibi” kurar. Böyle şeyler, beş-on kişiyi bir araya getirip “kurdum” demekle kurulmuş olmaz. Onların gösterecekleri etkinlikler için aslına uygun giysilerini temin etmek gerekir. Çoraptan cepkenine, ayağına giydiği kunduradan başına örttüğü yemeniye kadar gerçeğe uygun giysi ve aksesuarları hazırlamak, bulmak gerekir. Bakkaldan iki ekmek, bir kilo makarna almak gibi kolay değildir bu. Ayrıca davulu, zurnası, kavalı… Bu bir folklor ekibi…

Ama o öğretmen bir bir aşarak engelleri, bir yıl sonra yarışmalara katılırlar. Derece alamazlar o yarışmalarda. Lakin “bu iş bize göre değil” demezler. Yani vazgeçmezler. Dört yıllık bir çabaya daha girişirler… Eh dört sene sonunda 3. olabilirler ancak. Sonraki yıl, daha üstün bir başarı…

Sonraki yıllarda öğrencileriyle bilgi yarışmalarına katılırlar. Ve öğrencileri “Afyonkarahisar Bölge Birincisi” olur. Yılmak nedir bilmeyen Raziye Öğretmen’in öğrencilerine de bu yakışırdı işte! Hepsi bu kadar mı? Hayır… Asıl sürpriz geride… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.