"Evet, hayır, hayır! Unuttuğum için…"

A -
A +

“Aman Allah’ım! Savuşturmaya çalıştığım endişe karabasan gibi üzerime çökmeye başladı!..”

Kızımı okuldan almak için yan yola girmem gerekirken dalgınlıkla güzergâhı kaçırınca bir AVM otoparkında buluşuruz diye kızımı beklemeye başlamıştım. Okul çıkışında kendisine durumu anlatacak oraya gelmesini söyleyecektim. Fakat telefonunu açmıyordu bir türlü. Servis şoförü de kızımın "bugün annesiyle döneceğini söylemişti" demesi hayli kafamı karıştırmıştı. Kendimi sorgulamaya başladım.
Peki, kızım neden servis şoförüne öyle söyledi? Aman Allah’ım! Savuşturmaya çalıştığım endişe karabasan gibi üzerime çökmeye başladı.
Okuldan erken çıkmış olabilir miydi? Arkadaşlarıyla bir yere mi gitti? Öyle olsa bana söylerdi muhakkak. Merakta bırakmazdı. Son zamanlarda minibüs şoförlerinden çok ürker olmuştu. “Korkuyorum!” diyordu.
Yoksa eve gelmeye çalışırken… “Allah’ım sen koru!” Ağlamaklıydım. Eşime durumu anlattığımda “Panikleme, derin nefes al. Biraz sonra arar, duymamıştır” dedi.
Onun bu denli rahatlığı da beni farklı cepheden çıldırtıyordu. Korkularım hayli şiddetlenmiş bedenimi istila etmişti.
Artık hiçbir fikir beyan edemez durumdaydım. Sanırım kan şekerim ve tansiyonum düşmüştü. Tepeden tırnağa soğuk ter döküyordum, gözümün önü kararıyordu. Soluk alıp vermekte güçlük çekmeye başladım. Kalbimde daralma… Peşimi bıraktığını sandığım hastalık aniden beni sıkıştırmaya başladı. Kendimden geçeceğimi hissediyordum. Uyuyan kızımın elindeki saplı şekeri alıp yemeye başladım. Zor da olsa nefes egzersizi yapmaya çalışırken aniden telefonum çaldı. Arayan kızımdı. “Çok şükür!” dedim ve telefonu açtım:
“Kızım neredesin? Ölüyordum meraktan!”
“Okul müdürü konuşma yaptığı için telefonu on dakikalığına sessize almıştım. Cevapsız çağrıları ve mesajları şimdi gördüm. Az önce de babam aradı. Niçin bu kadar telaşlandın ki? Sen iyi misin?”
Konuşmaya takatim kalmamıştı. Başımı koltuğa yaslamış, güçlükle birkaç kelime telaffuz etmeye çalışıyordum.
“İyiyim…” dedim mırıldanarak. Sesimi yönetecek kuvvetim kalmamıştı.
“Şimdi servisteyim. Yunus Abi de birkaç gün önceyi hatırlayarak senin beni alacağını söylemiş. Bu nedenle mi evhamlandın?” dedi.
“Evet, hayır, hayır! Unuttuğum için...”
          Sevgi Korkusuz-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.