O Mektubat hâlâ duruyor

A -
A +
“Bizi o kadar iyi karşıladı ki, ben en yakınlarımdan dahi bu kadar ilgi görmemiştim...”
 
 
Ben köylü çocuğuyum. 50 haneli köyden çıkıp, Savaştepe Öğretmen Okuluna bu hâlimle gittim. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, anacığımın okuma yazması yoktu ama her okula gidişimde “aman oğlum oku, öğretmenlerine karşı gelme, saygısızlık yapma” derdi. Öğretmenlerimden çok da dayak yedim ama hiçbirine karşı gelmedim. Haksız bile olsam, bir şey diyemedim. Çünkü anacığım, “sakın oğlum öğretmenlerine karşı gelme” diyordu.
Anam, “Oğlum camiye girdiğinde senden yaşlısı varsa ön safa geçme, onlara karşı saygısızlık yapma” derdi. Şimdi bile camiye her girdiğimde anamın o sözü gelir hatırıma...
70’li yıllardı tabii. Okulum bittiğinde yaz tatillerinde hep köyde çalışıyor, anama-babama tarlada, harmanda yardım ediyorum. Köyde yakın akrabam ve aynı zamanda sağdıcım olan Musa Abi yine bir yaz tatilinde, köyde otururken dedi ki:
“Haydi Balıkesir’e gidelim dolaşıp geliriz...”
Köyümüz Balıkesir’e 20 km mesafedeydi. Cebimde 20 lira vardı. Gidiş 5 lira, 10 lira da bize yeterdi. Musa Abi “bende para var önemli değil” dedi.
Balıkesir’de biraz gezdik, dolaştık. Musa Abi; “Gel Türkiye gazetesinin temsilcisi Turan Abinin yanına gidelim” dedi.
Turan Abinin o zamanlar kitapçı dükkânı vardı. Dükkâna vardık, aman Allah’ım. Turan Abi ne kadar yakışıklı, takım elbiseli, şık giyimli, güler yüzlü bir beyefendiydi böyle.
Bizi o kadar iyi karşıladı ki, sanki en yakın akrabamızdı. Ben en yakınlarımdan dahi bu kadar ilgi görmemiştim. Turan Abi bize çay söyledi. Tam İlmihâl'den bahsetti. Sakın ihmal etmemeliyiz, müsait vakitlerimizde sürekli okumalıyız dedi.
O konuşuyor, mektup okuyor anlatıyordu… Ben ise Turan Abiye bakıyordum. Allah’ım ne kadar güzel ve akıcı okuyordu. Derken bana “bu kitap sana hediyem olsun” demesin mi?
Şaşırdım kaldım. Çok sevindim. O çok değerli kitabı bana hediye etmişti. Nasıl sevindim…
Biraz sonra dükkândan ayrıldık. Musa Abiye dedim ki:
“Bu gazete ile ilgisi olan arkadaşlar ne kadar güzel insanlar” dedim. O da bana:
“Abi sen de çok güzelsin be” demişti. Hâlbuki Musa Abi benden daha güzeldi. Sanki yüzünden nur akıyordu mübareğin.
Turhan Abinin hediye ettiği o Mektubat hâlâ duruyor, hâlâ okuyorum. Kaç kez okuduğumu da bilmiyorum. Allahü teâlâ her ikisine ve cümle arkadaşlara sağlıklı, hayırlı uzun ömürler versin. Âmin.
         Üzeyir Özkan-Balıkesir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.