İkimiz de ağlamaktan konuşamıyorduk

A -
A +
Yarıyıl tatili gelmişti. Ben de evraklarımı doldurup memlekete gitmek için yola çıktım...”
 
O bana mahcubiyetini söylemeye çalıştıkça ben de kendisine teselli veriyordum:
“Eyüp Hocam lütfen onları ben unuttum” dedim.
Kar kaplı yollardan arkadaş sırtımda omuzumda derken Çetinkaya’ya vardık. Doğru istasyona gittik.
Arkadaşı Adana’ya giden trene bindirdim. “Eyüp Hocam seni Mersin’e kadar götüreyim” dedim. Çünkü Eyüp Hocam, Gülnarlıydı. Ağlamaktan konuşamıyordu.
Boynuma sarıldı “Hocam, çok sağ…”  diyebildi “sağ ol” bile diyemedi. Ağlaşarak vedalaştık. Ben yine aynı şekilde dört saatlik yolu yaya yürüyerek köye döndüm.
Tam gece saat: 01.00 sularında köye varmıştım. Köyde dört öğretmendik. Biri Tekirdağlıydı, tayin yaptırıp gitti. Biri Kahramanmaraşlıydı, yılbaşı tatili için memleketine gitti, ne olduğunu bilmiyordum, geri gelmedi. Bana silah çeken arkadaş ise hastalanmıştı. Onu da götürüp trene bindirmiştim.
O da Mersin’e gidince ben köyde tek öğretmen olarak kalmıştım. Bu duruma çok üzülmüştüm. Kimseler yoktu. Köyde 15 gün falan kaldım. Ocak sonu, yarıyıl tatili gelmişti. Ben de yarıyıl evraklarımı doldurup memlekete gitmek için yola çıktım.  
Çetinkaya’ya oradan da Kangal ilçesine gittim. O zamanlar İlköğretim Müdürlükleri vardı. Ben evrakları teslim etmek için İlköğretim Müdürlüğüne gittim.
Hiç unutmuyorum saat: 11.50 sularıydı. Öğle tatili yaklaşmıştı. İlköğretim Müdürü evrakları kontrol etti. Benim arkamda 2-3 öğretmen daha vardı. Bana baktı:
“Hocam sen şöyle otur” dedi.
Ben kenara çekilip oturdum. Diğer arkadaşlarla ilgilendi. Onlar evrak teslimi yapıp dışarı çıkınca kapıyı kapattı.
“Hocam üç arkadaşının ek ders ücretlerini tam doldurmuşsun ama bu yılbaşından bu yana gelmeyen arkadaşın nerede?” dedi.
Dondum kaldım. “Hocam sana söylüyorum, bu arkadaşın nerede?” dedi. Dilim tutulmuştu, konuşamıyordum. İlköğretim Müdürü devam etti:
“Üzeyir Hocam, bu arkadaşın 2 Ocak’ta tayin yaptırıp gitti. Sen ise ücretini tam doldurmuşsun.”
Hiç konuşamıyordum. Utancımdan yer yarılsa da yerin dibine girseydim.

“Bak” dedi, “sen daha yenisin. Bu arkadaşın adam olsa sana haber verirdi. Sen ise onu kolluyor, düşünüyorsun. Ama o seni hiç düşünmemiş!..” DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.