“Hay hay koçum, lafı mı olur!..”

A -
A +
“Altmışlı yaşlardaydı… Güngörmüş bir insan… Ahmet Abi bizi kırmadı, İhlas Vakfına kurban vekâleti verdi.”  
Yıllar önce böylesi muhabbetler açıldığında insanın “laf dokuz boğumdur” diyerek susması gerekiyordu. Kim bilir kimler buna benzer durumlarla karşılaşmıştır. Ama şimdi devlet FETÖ örgütünü devletteki paralel yapılanmasından ortaya çıkartınca ve en son 15 Temmuz’daki millete yönelik hain darbe girişimini yaşayınca insan, bazı insanların bu hainliği yıllar önceden nasıl sezebildiğine bugün bir kez daha hayret ediyor. Bunlardan bir tanesi olan ve kendi deyimiyle “insan sarrafı olan” Ahmet Abi isimli bir piyasa insanıyla ilgili anımı sizinle paylaşmak istedim. İhlas Vakfı’nda görevli olarak vakfımızın hizmetlerini çoğaltmak, yaptığımız faaliyetleri ve hizmetlerimizi eşe dosta tanıdıklara anlatmanın gayretiyle memleketlimiz olduğunu öğrendiğim birine gittim. Kendimi tanıttım. Ne için geldiğimi anlattım. Kendisi İstanbul’a senelerce önce gelip yerleşmişti. Ben memleketteki ailesini tanıyordum. Rahmetli babası namazında niyazında salih bir mümindi.   E hayat şartları işte… Bu Ahmet Abi İstanbul’a geldiğinde genç bir delikanlı imiş. Bıçkın delikanlı. Gözü açık… Belediyeden kiraladığı kantin işletmeciliğiyle işe başlamış. Sonra başka işlere girmiş. Derken İstanbul’da kendine bir çevre bir mekân oluşturmuş. İstanbul delikanlısı dedikleri hatırı sayılır biri olmuş. Ki ben kendisiyle tanıştığımda yıl 1997-98 idi… Altmışlı yaşlardaydı… Güngörmüş bir insan… Ahmet Abi bizi kırmadı, İhlas Vakfına kurban vekâleti verdi. “Sizden iyisini mi bulacağım, gelin her sene vekâleti alın” diye de ilerisi için taahhütte bulundu... Gerçekten dinine inancına saygılı Müslüman bir aile çocuğuydu. Ama bulunduğu çevrenin atmosferinden kurtulup da dinini diyanetini yaşayamıyordu. Allah taksiratını affetsin. Kendisi ile vekâlet konusunu görüşmek için gittiğimizde onu bazen kumarhanede bazen içkili lokantada filan da bulurduk. Ama bize karşı bir sevgisi olduğunu da söz ve davranışlarıyla görürdük. Bir ziyaretimizde bu samimiyetine güvenerek dedim ki: “Ahmet Abi, senin çevren geniştir, tanıdıklarına vakfımızın bu hizmetlerini anlatmak için beraber gidebilir miyiz?” “Hay hay koçum, lafı mı olur” dedi. Nasıl sevindim… Bakalım beni nerelere kimlere götürecekti?.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.