Size ne oldu, niye şaşırdınız?

A -
A +
 “Duygulandığım için hiç konuşamadım. Eşim hem ağlıyor, hem de bu konuşulanları anlatıyordu!..”
 
Eşimin boğaz ağrısıyla gittiğimiz hastanede guatr teşhisi konulmuş ve iki nodül ameliyatla alınmaya karar verilmişti. Eşimin ameliyatından sonra yanında refakatçi olarak ben kalmıştım. Ne var ki okuyan çocuklarım vardı. Onların evde hazırlanıp okula yolcu edilmesi sonra eşime gelip bakmak durumunda kalmıştım. Böyle bir hafta ev ile hastane arasında gidip-geldim. Doktor pansumanı dahi kendisi yapıyordu. Eşim bir hafta içinde iyileşti. Doktora, hemşirelere ve çalışanlara teşekkür edip hastaneden eve geldik...
Akşam olmuştu. Eşim; “Üzeyir benim patatesli köfte canım istiyor” dedi. Ardından da “Ama dedi ben kendim evde yapmak istiyorum, ev yemeği olsun” diye ekledi.
Büyük oğluma para verip hemen karşıdaki kasaptan kıyma almasını söyledim. Çocuğum giyindi, kapıya yöneldiği sırada zil çaldı.
Kapıyı açtım. Üst katta oturan müfettiş komşum Kırşehirli Abdullah Karahan beyin kızı Saime Hanım elinde camdan bir tepsi karşımda duruyordu:
“Üzeyir Amca, annem gelirken sizi görmüş, kızım; Rengin Teyzenler hastaneden geldi. Evlerinde yemek yoktur, patatesli köfte yapalım, dedi. Annem bunu sizin için yaptı ve size gönderdi” dedi.
Eşim ve çocuklarımla birlikte donup kalmıştık. Bizim şaşkınlığımıza Saime de şaşırmıştı.
“Üzeyir Amca size ne oldu, niye şaşırdınız?” dedi.
Duygulandığımdan; sesimin titreyeceğini anlayıp hiç konuşamadım. Eşim hem ağlıyor, hem de bu konuşulanları ona anlatıyordu.
“Tam duanın kabul edildiği vakit” diye düşündüm.
Öbür odaya geçtim. Ağlaya ağlaya el açıp dua ettim; “Yarabbi, Kadriye Abladan eşinden ve çocuklarından razı ol. Onları sıkıntılarda bırakma, ne muratları varsa hayırlısı ile kabul et. Böyle iyi komşulardan bizi mahrum etme. Herkese böyle hayırlı ve merhametli güzel komşular ihsan eyle” diye çok dua ettim...
Doktorumuza da çok dua etmiştim. Mutfakta da eşim ağlıyordu. O da çok şaşırmıştı. O da çok dua etmişti. Hâlâ da onlar için hep dua ederiz.
2002 yılında biz Balıkesir’e geldik. Daha sonraları da Abdullah Karahan Beyler de Afyonkarahisar’dan ayrıldılar. Şimdi biz Bursa’da ama Balıkesir’de oturuyoruz. Abdullah Beyler de Ankara’da görev yapıyorlar. Arada bir kendileri ile telefon ile de olsa görüşüyoruz...
Allahü teâlâ herkese böyle komşular nasip etsin. Hastaneye düştüklerinde de Saffet Abi gibi doktorlarla karşılaştırsın. Âmin...
           Üzeyir Özkan-Balıkesir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.