Yaşananlara inanamadık!..

A -
A +
“O ana kadar gördüklerimize bir anlam veremezken ilerledikçe fark ediyorduk hainliğin boyutunu!..”
 
 
Biz bayrak elde, protesto ederek, tekbirler getirerek kendimize göre Meclis'e doğru yürüyoruz… Biz resmen coşku içindeyiz. Az sonra yaşayacaklarımız aklımızın ucundan geçmiyor.
İlk şaşırtan şey, biraz ileride gözümüzün önünde gençler bir tankı çevrelemişler. Paletlerin altlarına irili ufaklı taşları yığmışlar. Tank şoförü tankı hareket ettirmek için gaz veriyor ama tank gitmiyor. Tankın üzerine on on beş tane genç çıkmış. Tankın kapağını açıp içindeki askerlere müdahale etmeye çalışıyorlar. Bir bağırış bir çığlık, bir kargaşa ki tarif etmek mümkün değil.
Ben o zamana kadar ne olduğunu anlamadığım için “ya bunlar bizim tankımıza, askerlerimize ne yapmak istiyorlar böyle?” diye şaşkınlığımı dile getirdim. “Yapmayın filan” diyorum.
Meğer bu tank az önce içinde bir kadın bulunan siyah bir taksiyi üzerinden geçerek ezmiş. Hem de içinde bir bayan yolcu var iken. Sonra rastgele sürerek caddede elektrik direği, park bordür taşları ne varsa hepsini devirmiş tarumar etmiş. Sonra önüne çıkan sarı renkli bir taksiyi ikiye bölmüş.
Bunları gördükçe aklım tutuluyordu. Derken anladık ki bunların bu tanklarla yaptıkları resmen vatan hainliği. O zamana kadar birkaç genç de benzin getirip tankı yakmışlar.
O ana kadar gördüklerimizi idrak edemiyoruz hâlen. İlerledikçe fark ediyoruz hainliğin boyutunu ve yaşanan fecaati.
Kızılay’ın göbeğine vardık. Türk bayrağı var orada. Bir baktık Genelkurmay tarafından bağırarak kornaya basarak arabalar geliyor. Birisi durdu:
“Bu yana gitmeyin ateş ediyorlar. Vuruyorlar, öldürüyorlar!”
Derken baktım arabanın arka koltuğunda birisi vurulmuş, yaralı yatıyor. Arkadan bir motor daha geldi. Arkada bacağından vurulmuş bir adam. Ve araçlar geri dönmüş geliyor…
“Yok ya, böyle bir saçmalık olamaz ya!..”
"Tanklar ortalığı savaş alanına çevirmişler. Ayakta bir şey kalmamış. Biz rastgele yürüyoruz ama nereye gideceğimizi ne yapacağımızı, filan bilemiyoruz. Bir o yana gidiyoruz biri bu yana" diyor. Dedim ki:
“Ayrılmayalım da nereye gidersek gidelim”
Şans eseri, Genelkurmay’ın sağ tarafında koğuşlar var. Orayla doğru vardık. Bayrakların altında, tekbir sesleri filan ilerlerken helikopter sesleri duyduk. Sol tarafta Meclis. Oraya doğru yürüdük. Tam koğuşların bitişinden sonra büyük bir park var. Orada bir polis, arabanın üstüne çıkmış, konuşma yapıyor ama gürültüden ne dediği anlaşılmıyor... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.