O gece resmen katliam yapıldı

A -
A +
“Orada kanlar içinde yere yığılan o gence yardım edemedik ya; kahroldum çaresizliğime. Allah bizi affetsin.”
 
15 Temmuz'la ilgili televizyonda gözükenler de vahimdi ama o gece Kızılay’da bizim yaşadıklarımız ekranlara yansımadı. O an çekim filan yoktu. Orada katliam yapıldı resmen.
Helikopterden tarama birkaç saniye durdu. Kendimizi kontrol ettik yerden kalkmadan. Yeğenime bakıyorum kolundan kan sızıyor. Derken o bana seslendi:
“Dayı kolun kanıyor!”
Her tarafım kan revan içindeydi. Ama bakıyorum bir şey yok bende. Meğer yanımda birlikte yere kapaklandığımız bir kimse vurulmuş, onun üzerinden fışkıran kan koluma akmış.
Ana baba günü… Bağıran, çağıran, imdat isteyen... Helikopter ise daha başımızın üzerinde dönüyor. Ya mermi bitti, ya yeni emir bekliyor… Dedim ki:
“Biz burada durursak bizi öldürecekler!..”
Yeğenimin kolundan tuttum “haydi buradan gidiyoruz!" dedim.
Bunu söyleyip yönümü gideceğimiz istikamete dönmemle birlikte beş metre kadar ilerimizde kahverengi karo gömlekli bir delikanlının sırtının delik deşik olduğunu gördüm. O an anlamadım. Sırtından vurulduğunu zannettim. Meğer kullanılan mermiler önden girdiğinde arkadan böyle vücudu parçalayıp çıkıyormuş. Genç, böyle bir iki saniye durdu, gözümüzün önünde pat diye düştü.
Orada o gence yardım edemedik ya; kahroldum çaresizliğime. Allah bizi affetsin.
“Bizi de vuracaklar oğlum” dedim. Çünkü helikopter hâlâ başımızda ve tak tak ateş edip duruyor.
Orada yol kenarı kendimize bir sütre bir sığınak ararken yaralılar cesetler arasında kıvranıyordu. Boynu kopmuş olanlar mı, karnı deşilmiş midesi sarkmış olanlar mı, kan revan içinde kalmış olanlar mı? Allah’ım sen bir daha gösterme. Koşarak kendimizi köprünün altına zor attık. Köprünün altına gelince aslında dümdüz gidecekmişiz. Yeğenim dedi ki:
“Şuradan gidelim...”
O gittiğimiz istikamet de Meclis'in altına giden yolmuş. Biz Meclis'in altında iken tam o esnada oraya da bir bomba. O bombanın da tam altındaydık. Tozlar dumanlar üzerimize uçuştu. Derken bizim oradan çıkmamız, sabaha karşı saat 04.00’ü bulmuştu.
Arabamızı nereye bırakmıştık? Arabamızı arıyoruz, bulamıyoruz. Nereye park ettiğimizi hatırlamak ve bulmak tam saat sürdü. Ama ikimizin de benzi kül gibi. Birbirimizle bile konuşamıyoruz.
Eve vardığımızda saat 05.00’ti...
Rabbim böyle bir geceyi bir daha yaşatmasın... Allah milletimizi, böyle saldırılardan korusun. Devletimize milletimize güç kuvvet versin...
          Tahsin Kara-Fransa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.