Ya müfettiş gelir de denetlerse!..

A -
A +
“Ben yokken bir müfettiş gelip de öğretmenin olmadığını, okulun kapalı olduğunu görürse ne yapardım!..”
 
Okul açılalı iki hafta olmuştu. İkinci haftanın son günü cumartesi günü -ki o dönemler cumartesi günleri yarım gün eğitim vardı- sınıfın kapısı çalındı. İçeriye 13-14 yaşlarında üç çocuk girdi. Kamışlı köyünden geldiklerini söylediler. “Öğretmenimiz sizi davet ediyor” dediler.
Aldı beni bir sıkıntı. Zira aralıksız yağmur yağıyordu. Kamışlı köyü de Kamışlı Dağlarının yukarılarında idi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ya kabul etmeyecektim ya da yağmur çamur içerisinde iki, iki buçuk saat yürümeyi göze alacaktım. Karar veremiyordum. Ama öte taraftan tanımadığım birisi tanışmak ve ikramda bulunmak için beni evine davet ediyordu. Davete icabet etmemek geleneklerimize uymazdı. Bu bakımdan teklifi kabul etmek zorunda kaldım...
Dersi bitirdikten sonra gelen çocuklarla beraber yola çıktık. Hep yukarılara doğru ormanlıklar içerisinde gidiyorduk. Nihayet köye vardık. Köyün üç tarağı yamaç, bir tarafı açık çukurca bir konumdaydı. O yamaçlardan birinden köye indik. Çocuklar beni öğretmenin evine götürdüler.
Öğretmen Cafer Bey, yaşıyorsa Allah uzun ömürler versin, öldü ise rahmet eylesin, beni kapıda karşıladı ve içeriye aldı.
Cafer Öğretmen yeni evliydi ve bir de bebekleri vardı. Yemek ve çay faslından sonra sohbete başladık. Yatma zamanı gelince gösterilen yere geçtim ve yattım.
Sabahleyin kalktığımda pencereden dışarı baktığımda ne göreyim? Öyle bir kar yağmış ki komşudan komşuya bile gidilecek gibi değil. Bir gün evvelki yağmurlu hava gece kar yağışına çevirmiş ve bir metreye yakın kar yağmış, etkili bir şekilde yağmaya da devam ediyordu.
Şimdi ben ne yapacak, köyüme nasıl dönecektim? Cafer Hocanın da sıkıntıya girdiği hâlinden belli oluyordu. Bu durumda bir yere gidemeyeceğimi söylüyordu. Evden çıkmamam için beni ikna etmeye çalışıyordu. Ama kabul edemezdim. Zira daha yeni göreve başlamış bir öğretmendim. Ben yokken bir müfettiş gelip de öğretmenin olmadığını, okulun kapalı olduğunu görünce zor bir durumda kalacağımı düşünüyordum. Gençlik işte, o karda kıyamette ben bir köyden bir köye gidemezken müfettiş işini gücünü bırakıp da benim Fındıksuyu köyünü mü denetlemeye gelecekti? Bu korkumu ben dile getirmeyince Cafer Öğretmen benim niçin ısrar ettiğimi bir türlü anlamadığı için bir şey de söyleyemiyordu.

-Gitme Hocam, bu karda kıyamette yola çıkılmaz. Allah korusun... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.