Hiç böyle şaka mı olur!

A -
A +
O ara enteresan bir şey daha oldu. Kendisine şaka yapılan sağlık memuru Necati Bey doktorun odasına gitmişti ama beş dakika sonra daireden çıktığı gibi askerlik şubesine doğru yola koyulmasın mı? Aynı anda da sağlık ocağı doktoru Selim Bey soluğu bizim odada aldı. Ali Bey'i sinirli hâlde sorguya çekmeye başladı: “Bu yazı ne zaman geldi Ali Bey? Neden benim haberim yok? Ali Bey iyice köşeye sıkışmış, yaptığı ufak (!) bir şakanın buraya kadar geleceğini tahmin etmemişti. İşin kötüye varacağını anlayınca durumu açıkladı. Şaka yapmak istediğini ama Necati Bey'in bu kadar korkacağını bu kadar üzüleceğini tahmin etmediğini söyleyip özür diledi. Dr. Selim Bey daha da kızmıştı. Ali Bey'e âdeta kükrer gibi konuştu: “Böyle şaka mı olur! Sen bu adamın saf kalpli olduğunu bilmiyor musun? Adam şimdi askerlik şubesine gitti. Şube başkanı sert bir insandır. Böyle şakayı kaldırmaz. Senin yaptığın bu iş yüzünden rezil olacağız! Ayıp değil mi? Şimdi koş arkasından adama yetiş! Yoksa şube başkanına bunun bir şaka olduğunu anlatmamız hiç de kolay olmaz!” Ali Bey baktı pabuç pahalı. Hemen fırladı kapıya doğru hamle yaptı. Necati Bey'in arkasından yetişmek istedi ama o anda Dr. Selim Bey ona engel oldu. Sonra da bana döndü: “Aslan Bey şimdi bu adam bu hâliyle koşup da Necati’ye yetişemez. Hem yetişse de o bunun şaka yaptığına inanmaz. En iyisi sen gençsin gerekirse hızla koşarak ne yapıp eder şubeye ondan evvel varır işin şaka olduğunu söyler onu inandırır ve geri getirirsin” Onun sözünü tamamlamasıyla benim fırlayıp daireden çıkmam bir oldu. Sağlık ocağının bahçesinden o hızla çıkışım diğer arkadaşları da telaşlandırmış hepsi camlara fırlamışlardı. Ben Necati Bey'in evinin askerlik şubesi tarafında olduğunu biliyordum. Onun hangi yollardan şubeye gideceğini az çok tahmin ettiğim için mümkün mertebe daha kısa ve kestirme yollardan süratle arkasından gitmeye çalıştım ama nedense onu yakalamam kolay olmamıştı. Tam askerlik şubesinin bulunduğu sokağı dönerken onu gördüm ve sesim yettiği kadar ardından seslendim: “Necati Bey dur gitme! Beni bekle!”

Sesimi tam olarak duyuramadım. Şöyle bir etrafına bakar gibi oldu yine devam etti. O köşeyi döndü ben de son bir güçle köşeye yaklaştım. Saniyeler farkıyla ben de köşeyi döndüm. Aramızda az bir mesafe kalmıştı ona tekrar seslendim ama yine beni duymadı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.