"Bize masal mı anlatıyorsun sen?"

A -
A +
“Hayata döndüremediklerini düşünerek Devlet Hastanesi morguna götürmemizi söylediler.”
 
Kaza yerinde, kazayı yaşayanlar çevreye bakınıp o kadının ne ölüler arasında ne diriler arasında olmadığını görünce polisten yardım istemişler.
Polis de bizim kaza sonrası oraya gelip, yerde yatan o iki kadına baktığımızı hatırlar. O yıllarda zaten herkeste araba olmadığı için benim taksimi de çoğu kimse bildiğinden, hemen beni aramaya başlarlar:
-O kadını götürse götürse bu taksici alır götürür?
“Nereye götürür, niçin götürür?” derken polis benim peşime düşmüş.
Nitekim hastaneden ayrılmamızın üzerinden çok zaman geçmeden polis beni çevirdi.
-Yürü karakola gidiyoruz.
-Ne için gidiyoruz memur bey, ben ne yaptım ki?
-Kaza mahallindeki kadınlardan biri kayıp. Seni orada görmüşler. İfade vereceksin.
-Ya anlatayım filan desem de alıp karakola götürdüler.
Karakolda kendilerine dedim ki:
“Efendim haklısınız o kadını kaza yerinden biz alıp götürdük. Ama niyetimiz ölü kaçırmak değil herhâlde. Çehresine baktığımda ölmeyip şoka girmiş olabilir diye düşündüm. Belki hastaneye yetiştirirsem hayata döndürebilirler, yaşayabilir” diye götürdüm.
-Ölmüş kadını mı yaşatacaklar?
-Efendim nitekim kadına Sigorta Hastanesi acilinde müdahale ettiler. Hayata döndüremediklerini düşünerek Devlet Hastanesi morguna götürmemizi söylediler. Ama yolda kadıncağız belki de önceki hastanedeki müdahalenin etkisiyle olsa gerek kendine geldi. Hatta bize bağırıp çağırdı. Durumu anlatınca da sakinleşti ve bize ilçedeki filan hastaneyi söyledi. Kocası orada doktor imiş, babası da milletvekili imiş…
-Ya sen bize masal mı anlatıyorsun?
-Ne masalı memur bey, kocası da hastaneye geldi. Tanıştık. Bize teşekkür etti. İşte bu da bize verdiği kartvizit, dedim.
Polis hayretler içinde kaldı. Hastaneyi arayıp doktorla irtibata geçtiler. Doktor kendilerine teşekkür edince de bana “yaptığın insanlık için teşekkür ederiz” diyerek ve gerektiğinde tekrar müracaat edebilmek için bilgilerimi alarak beni gönderdi.
Kartviziti tekrar taksi ruhsatının içine koyup karakoldan ayrıldım...
Bu olayın üzerinden kaç sene geçti bilmiyorum. Ben çoktan unuttum gitti. Hayatta neleri unutmuyoruz ki… Kaç sene geçti bilmiyorum ama mesleğim gereği bir tanıdık müşteri ile karşılaştım. O zamanlar cep telefonu filan yok tabii… Adamı iyi tanıyorum. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.