“Daraltsan da bunaltma Rabbim...”

A -
A +
 
"Babamın okuduğu o duaları da oradan geçerken korkmamak için okuduğunu zannederdim...”
 
 
Rahmetli babam her defasında şu duayı yapardı: “Daraltsan da bunaltma Rabbim...” Hiçbir şey anlamazdım çocukken… Ama onun sabahları biz uyurken kalkıp daha sabah namazı vaktine bir saat falan kala namaz kıldığını, namazda da sureleri ağlaya ağlaya okuduğunu hatta bazen hıçkırıktan bir süre sesinin çıkmadığını hatırlarım…
Ben namaz surelerinin çoğunu uykumda öğrendim. Yani yatarken babamın bizim odamızda gaz lambasının titrek ışığında kıldığı namazlarda işte bu şekilde kıldığı namazlardan...
Sabah namazı vakti geldiğinde de beni namaza kaldırırdı. Birlikte mahallemizdeki camiye götürürdü.
Evden çıkıp camiye giderken sürekli dua okur, hiç dünya kelamı söylemezdi. Yolumuzun üzerinde bir küçük kulübe vardı. Orada mahallenin cenazelerinin taşındığı tabut ile cenaze yıkanmada kullanılan bir teneşir vardı. Onların bulunduğu kulübenin oradan geçerken çok korkardım. Ama babam yanımda olduğu için bir o kadar da kendimi güvende hissederdim.
Babamın okuduğu o duaları da oradan geçerken korkmamak için okuduğunu zannederdim. Büyüdüğümde anladım ki babam musalla taşından veya teneşir tahtasından ve tabuttan korktuğu için değil; öğrendiği bir bilgiyle amel ettiği için okuyormuş. Yedi defa Âyet-el kürsüyü içinden okuyup her bir okuduğunda birini sağına birini soluna birini önüne birini arkasına birini yeryüzüne birini gökyüzüne üflerdi. Son bir okuduğunu da nefes alıp yutardı.
Babam yaşadığı bazı hâlleri bazen yeri geldiğinde anlatırdı… Anlatırken de gözleri dolup gelirdi. Ama onun yüreğindeki Allah’a karşı sarsılmaz inancı bir başkaydı…
Diyordu ki, her ne istedimse ondan istedim. Her ne geldiyse ondan geldi… Bu sözü söyleyen bir adam öyle ezbere söylemiyordu inanın bana. Çünkü yine onun ellerini açıp tenhalarda sadece “Ya Rabbi! Diyerek bir ritim tutturduğunu belki yarım saat, belki bir saat sadece “Ya Rabbi… Ya Rabbiii...” diye dua ettiğini ve dua ederken de yine ağladığını çok görmüşümdür… Kimse bilmezdi babamın bu hâllerini… Babam da kimselere zaten anlatmazdı… Ben de uykuda olduğum için, daha doğrusu uyansam da belli etmediğim için benden yana da kalbi rahattı… Onun için yaptıklarını gerçekten samimi yapan bir insandı…
“Sebebe yapış ama ne istersen Allah'tan iste! Evliyayı, salih insanları vesîle ederek istemek de Allahtan istemektir oğlum" derdi… Bir gün yıllar önce yaşadığı bir hatırasını dinledim kendisinden… Babam Kıbrıs Savaşı yıllarında o yokluk günlerindedir… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.