"Sağlık gibi, ölüm de şifadır”

A -
A +
“Onu yakından tanıyanlar asla para, mal, mülk tutmadığını bilirlerdi ama çoğu kimse onu zengin zannederdi..."
 
Rahmetli Ayhan Songar’ın kızı Neslihan Songar Tezcan Hanımefendi'nin kaleminden babasını anlatmaya devam ediyoruz:
O derece ibret verici bir manzaraydı ki… Tabutunun başında ağlayan bu çocuk için burslardan sorumlu olan kişi dayanamayıp bana o çocukla ilgili bilgi verdi.
“Bu genç çok başarılı bir tıp öğrencisiymiş. Burs ihtiyacı varmış. Ancak 'o komünist liderlere hayran' biri diye bilgi verilmiş. Babam yine de 'ülkemizin çocuğu değil mi?' diyerek 'bursu verin!' diye talimat vermiş.
İnanır mısınız o genç o gün babamın cenaze namazına katıldı. (Bu da gösteriyor ki bu ülkenin gençleri özünde mayasında tertemiz insan… Yeter ki her birimiz birbirimize ortak değerler çerçevesinde yaklaşalım.)
Hiçbir hastayı muayenehaneden geri çevirmezdi. “Bir hekim önce teselli eder sonra tedavi eder” derdi. Ancak evde biz, bazen bunaldığımızı ya da sinirlerimizin bozuk olduğunu söylersek “Ben deliyi severim ama hastanede, evde değil” derdi.
Hekimin kendi yakınına doktorluk yapmaması gerektiğine inanırdı. Küçükken bana iğne yapılırken evden dışarı çıkardı.
Yıllarca çok hastası olduğu için ve de çok titiz bir mükellef olduğu için hep gazetelerde o yılın doktorlar arası vergi rekortmeni olarak adı yayınlanırdı.
Onu yakından tanıyanlar asla para, mal, mülk tutmadığını bilirlerdi ama çoğu kimse onun çok zengin olduğunu zannederdi. Oysa babamızın bütün serveti sahip olduğu dostları ve ailesiydi. “Ben menkul adamım, gayrimenkulle işim yok” derdi. Ben bazen hiç değilse muayenehanesinin kendi mülkü olması gerektiğini söylediğimde “aman be kızım hamalın ipini unutma” diye cevap verirdi.
Her şeyin Allah'tan geldiğine ve Allah’tan gelen her şeyin iyi ve hayırlı olduğuna inanırdı...
Vefatından on beş yirmi dakika önce bana, “Neslihan ben gidiyorum” dedi. Ben de anlamazlıktan gelip “Tabii ki gideceksin baba, hep hastanede kalmayacağız ya, iyileşip evimize gideceğiz” dedim.
“Yok bu öyle değil ama haklısın, sağlık gibi ölüm de şifadır” diye cevap verdi. Ağzından duyduğum son kelimeler bunlar oldu. Ve odadan çıktım...
Biraz sonra hastalığı boyunca her gece sabaha kadar yanındaki iskemlede oturan öğrencisi Zekeriya Kökrek’ten acı haberi aldım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.