"Ne yapacaksın mescidi?"

A -
A +
"Köyde minare de göremedim ki gidip camiye namazımı kılayım. Abdest de yok. Hava soğuk, kar yağmış.”
 
Sene 1995.  Aralık ayı. O tarihte Van’da astsubay olarak görev yapıyordum. Ayın 24’ünde genel seçimler yapılacaktı. Bir asteğmen, bir uzman çavuş arkadaş ve bir manga asker ile birlikte sandık koruma görevlisi olarak görevlendirilmiştik. Benim bir endişem olmuştu. Dışarıda iken namazımı nasıl kılacaktım. Zira 28 Şubat dönemi başlamadan önce de namazlarımı kılarken görevimi aksatmadan ve de reklam yapmadan pek kimselere gözükmeden kılmaya çalışıyordum.
Neyse 24 Aralık günü sabah olmadan saat 6 gibi yola çıktık. 2 araçla ve yaklaşık yarım saatlik bir yolun ardından Erek Dağı’nın arkasında büyükçe bir köye sağ salim ulaştık. Köy dağlık, düz olmayan bir yerde idi. Köyün okuluna vardık. Sandık memuru ve başkanı oy verme yerlerini hazırladılar. Tabii biz içeri girmedik. Ben pek araziye çıkmadığım için biraz daha fazla tedbirli bakıyorum etrafa, tabii asteğmen arkadaş da. Lakin uzman çavuş arkadaş o köyü bildiği için çok rahat ve kendinden emin idi.
Uzman çavuş arkadaş hemen köyün muhtarını çağırdı ve köyde oy verme işlemlerinin rahat ve güvenlikli geçmesi için gereken talimatları ve tedbirleri paylaştı.
Muhtar da bunun için ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Lakin benim tedirginliğim iyice artmıştı. Zira Van’da hele kışın 11.30 gibi öğle namazının vakti giriyor saat 14.30 gibi de ikindi oluyor. Yani vakit çok dardı. Saat 11.30 gibi vakit girdi. Tabii okulun etrafından da ayrılamıyorum. Köyde minare de göremedim ki bir cami olduğunu anlasam gidip namazımı kılayım. Abdest de yok. Hava soğuk ve kar yağmış. Öğle namazını mutlaka vaktinde kılmam lazım.
“Ne yapayım ne yapayım?” derken, kendi kendime dedim ki: “Şöyle eli ayağı düzgün biraz yaşlıca birine, cami nerede diye sorayım?” Çünkü yanımdaki arkadaşlardan da çekiniyorum.
Baktım şöyle 60 yaşlarında bir amca geliyor. Oyunu kullanmış, sünnete uygun sakalı da var.
“Hah”, dedim “şu amcaya sorayım.”
“Selamün aleyküm amca” dedim. Amca biraz şaşırmış vaziyette “aleykümselam komutan” dedi.
“Amca bu köyün mescidi nerede?” dedim.
İhtiyar iyice tedirgin oldu, yüzünü biraz korku aldı.
“Eyvah yanlış bir şey mi yaptım?” diye aklıma geldi. Bu kez ben de tedirgin oldum.
İhtiyar “Neee?” dedi.
Ben de yine sessizce “amca mescit nerede?” dedim “minareyi göremedim de...”
İhtiyar bu kez biraz sinirlice “n'apacaksın mescidi?” dedi.
“Eyvah” dedim, kendi kendime “ne yaptım ben?” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.