Dayımların tembel köpeği

A -
A +
“Sizlere bundan elli yıl öncesi uygulanan bir hastalık tedavisini anlatmaya çalışacağım...”
 
Benim köyüm Doğu Karadeniz’in en doğusunda Rusya sınırında şirin bir köydür. Kışları çok zor olduğu gibi yazları da tadına doyum olmaz bir güzelliği vardır. Öyle ki yaylaya çıktığımızda Rusya’yı çok rahat seyredebiliriz.
Köyümün kışı bir başka güzel, yazı bir başka güzeldir. Kışın karlar yağıp her taraf beyaza bürününce seyretmeye doyum olmadığı gibi yazın da alabildiğince yeşillikle kaplandığında temiz havası ve soğuk suları bir başka olur. Allah yeşilin, güzelliğin her türlüsünü bizim oralara bahşetmiştir. Kışın zor olmasına rağmen yazın köyümüzde yaşamak ve tatil geçirmek bir başka güzel ve tadına doyulmaz. Ancak bunca doğal güzelliğine rağmen köyümün en büyük sıkıntısı çok uzak olması ve ulaşım zorluğudur. Yaz olsun kış olsun ulaşım çok zor olmaktadır. Yazın yine bir yere kadar fazla sıkıntı olmasa da kışın 2-3 metre kar yağdığında yollar tamamen kapanmakta, çoğu zaman telefon çalışmadığı gibi çok sık da elektrik kesilmesi yaşanmaktadır. Bugün bile bu sıkıntılar yaşanmaktayken bundan elli yıl önceki şartların daha zor olduğunu tahmin edebilirsiniz...
Bizim çocukluğumuzda şimdiki gibi ne yol, ne araba ne elektrik, ne su, ne de telefon vardı. Kışın kasabayla dünyayla hatta yakın köylerle bile bağlantımız kesilirdi. Kasaba köyümüze 6-7 saat mesafede ve hiçbir ulaşım vasıtası olmadığı için yaya gider gelirdik. Zaten ne hastane, ne doktor ne ilaç olmadığını bu şartlarda biraz da ezbere yaşadığımızı bilmem belirtmeye gerek var mı?
Hâl böyle olunca da köyümüzde bir hasta olduğunda ya sırtımızda kasabadaki hastaneye götürecektik veya köydeki şimdilerde "alternatif tıp" o zamanlar ise "kocakarı ilaçları" denilen yöntemlerle bu işlerden anlayan yaşlı tecrübeli kişilerin uygulayacağı tedavi metotlarıyla hastalarımızı iyileştirmeye çalışacaktık.
Ben bu vesileyle sizlere bundan elli yıl öncesi uygulanan bir hastalık tedavisini anlatmaya çalışacağım...

Köyde dayımların evi bize çok yakındı. Diğer komşularımızın evleri de çok yakındı. Evlerimizin arasında devamlı dolaşan ve akşamları da dayımların kapısında yatan yaşlı bir köpekleri vardı. Yiyip içip yatmaktan başka bir derdi yoktu. Bazı akşamları canı isterse birkaç defa havlar, sonra deyim yerindeyse vurur kafayı yatardı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.